4 Günlük Çalışma Haftası Raporları

Günlük Gelişmeler

ÇALIŞMA HAYATI

KFC ve Pizza Hut Türkiye’de Kapandı: İş Gıda Konkordatoya Başvurdu

Türkiye’deki KFC ve Pizza Hut şubelerinin tamamı kapandı. Restoranların işletmeciliğini yürüten İş Gıda A.Ş., Yum! Brands ile olan franchise sözleşmesinin tek taraflı feshedilmesinin ardından konkordato sürecine başvurduğunu açıkladı.

Şirket, çalışanların ve iş ortaklarının haklarını korumak için gerekli adımları attığını belirterek, mahkemenin 31 Ocak 2025 itibarıyla üç aylık geçici mühlet kararı verdiğini duyurdu.

Çalışanların maaş ve tazminat ödemelerinin güvence altına alınması için çalışmaların devam ettiği ifade edilirken, iş ortakları ve tedarikçilerin süreçten en az şekilde etkilenmesi için titizlikle bir yol haritası izlendiği vurgulandı.

Şirket açıklamasında, faaliyetlerin durması nedeniyle işten çıkış işlemlerine başlandığı ve çalışanların kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin alacaklarının yasal olarak saklı olduğu belirtildi.

Vergi Yükü Çalışanların Üzerinde: Ücretliler Gelir Vergisinin %65’ini Ödedi

TEPAV tarafından yayımlanan Bütçe İzleme Bülteni’ne göre, 2024’te gelir vergisi ödemelerindeki artışın büyük kısmını çalışanlar üstlendi. Toplam gelir vergisinin %65,4’ü ücretliler ve küçük esnaf tarafından ödenirken, bu oran 2023’te %59,9 seviyesindeydi.

Özellikle ücretlilerden doğrudan kesilen gelir vergisi tevkifatı, toplam gelir vergisinin %93,4’ünü oluşturdu. 2024 yılında 1 trilyon 527,6 milyar TL’lik gelir vergisinin 1trilyon 426,6 milyar TL’si çalışanlar tarafından ödendi.

Bültende ayrıca, gelir vergisi tahsilatının %123 artarken, kurumlar vergisinin yalnızca %10 artış gösterdiği vurgulandı. Kurumlar vergisinde yapılan düzenlemelerin ertelenmesi ve şirket karlarındaki düşüş nedeniyle, bu verginin GSYH’ye oranının %3’ten %2 seviyelerine gerilediği belirtildi.

Vergi yükünün ücretliler üzerinde artmasının yanı sıra, tüketici kredilerindeki vergi artışlarının hane halkı için ek finansman maliyeti oluşturduğu ve bu durumun vergide adalet açısından tartışmalı bir politika olduğu ifade edildi.

2025’te ESG ve Yeşil Dönüşüm Yatırımları Öne Çıkacak

Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), 2024 yılında enerji dönüşümü ve ESG yatırımlarında önemli başarılara imza attığını ve 2025’te de bu alanlardaki yatırımların artmasını beklediğini açıkladı.

TSKB Genel Müdür Yardımcısı Poyraz Koğacıoğlu, faiz oranlarının düşmesiyle birlikte 2025 yılının ikinci yarısında birleşme ve satın alma piyasasında hareketlilik beklediklerini belirtti. Yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm odaklı yatırım bankacılığı işlemlerinde artış öngördüklerini vurguladı.
TSKB, Türkiye Yeşil Finans Projesi GSYF kapsamında
Dünya Bankası’ndan 155 milyon dolar kredi alarak sürdürülebilir yatırımları desteklediğini açıkladı. 2053 Net Sıfır hedefi doğrultusunda şirketlerin yeşil dönüşüm süreçlerine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Son olarak, TSKB son 5 yılda toplam 2,5 milyar dolarlık yatırım bankacılığı işlemine aracılık ve danışmanlık hizmeti sunduğunu belirtti.

Kurum İçi İletişim, Şirket Kültürünün Temel Taşı Oluyor

ULUSLARARASI İŞGÜCÜ

Toyota, Mitsubishi ve SoftBank Çalışanlarının DeepSeek Kullanmasını Yasakladı

Japonya merkezli otomobil üreticisi Toyota ve savunma sanayi şirketi Mitsubishi Heavy Industries, çalışanlarının Çin merkezli DeepSeek yapay zeka modelini kullanmasını yasakladı. Toyota yetkilileri yasağın sebebini bilgi güvenliği endişeleri olarak açıklarken, Mitsubishi de çalışanlarının iş amaçlı DeepSeek kullanımını yasakladığını duyurdu.

Benzer bir adımı, SoftBank de attı ve çalışanlarının DeepSeek’i firmaya ait cihazlarda kullanmasını yasakladı. Haberde, birçok Japon firmasının yalnızca ABD menşeli yapay zeka araçlarını tercih ettiği vurgulandı.

DeepSeek, Çin’de High-Flyer Capital Management tarafından geliştirilen açık kaynaklı bir yapay zeka modeli olup düşük maliyet ve az sayıda çip kullanımıyla dikkat çekiyor. 20 Ocak’ta piyasaya sürülen DeepSeek-R1, kısa sürede popülerleşerek uygulama mağazalarında ChatGPT’yi geride bırakan en çok indirilen yapay zeka uygulaması oldu.

Petrol Şirketi Chevron, Küresel İş Gücünün %20’sini İşten Çıkaracak

ABD merkezli petrol şirketi Chevron, maliyetleri düşürmek ve iş süreçlerini basitleştirmek amacıyla 2026 yılı sonuna kadar küresel iş gücünün %20’sini azaltacağını duyurdu. Yaklaşık 46 bin çalışanı bulunan şirketin bu kararı, yaklaşık 9 bin kişinin işten çıkarılmasını kapsıyor.

Başkan Yardımcısı Mark Nelson, bu değişikliklerin şirketin 280 milyar dolarlık portföyünü optimize etmeyi, teknolojiden daha fazla yararlanmayı ve iş süreçlerini yeniden yapılandırmayı hedeflediğini belirtti.

Chevron, daha önce varlık satışları ve iş akışı değişiklikleriyle 2-3 milyar dolarlık yapısal maliyet tasarrufu hedeflediğini açıklamıştı. Exxon Mobil’den sonra ABD’nin en büyük ikinci enerji şirketi olan Chevron, 2022’de 36,5 milyar dolar kâr elde etmesine rağmen, petrol fiyatlarının düşmesiyle 2023’te21,4 milyar dolara, 2024’te ise 17,7 milyar dolara geriledi.

Şirketin işgücünü azaltma kararı sonrası hisseleri yaklaşık %1 değer kaybetti.

İngiltere’de Milletvekilleri, Dört Günlük Çalışma Haftasını Gündeme Getirdi

İngiltere’de Bootle İşçi Partisi Milletvekili Peter Dowd, İstihdam Hakları Yasası’nda yapılacak bir değişiklikle hükümeti, beş günlük çalışma haftasından dört güne geçiş sürecini incelemek üzere bir Çalışma Süresi Konseyi kurmaya zorlayacak yasa tasarısını sundu.

Konsey, işverenler ve çalışanlar üzerindeki etkileri analiz edecek, işletmeler ve kamu kurumlarının bu sürece nasıl adapte olabileceği konusunda tavsiyeler sunacak. Üyeleri, yasa yürürlüğe girdikten sonraki altı ay içinde atanacak ve iş dünyası, sendikalar, hükümet ve istihdam uzmanları temsilcilerinden oluşacak.

Milletvekili Maya Ellis, dört günlük çalışma haftasının gelecekte norm haline geleceğini belirterek hükümetin bu konuda cesur adımlar atılması gerektiğini söyledi.

İngiltere’de 200 şirket, dört günlük çalışma haftasına geçti.
Kasım ayında, PCS sendikası
kamu çalışanlarının ücret kesintisi olmadan dört günlük çalışmaya geçmesi halinde yılda 21 milyon sterlin tasarruf sağlanabileceğini açıkladı. Çevre, Gıda ve Köy İşleri Bakanlığı’nın çalışma süresini dört güne indirmesiyle personel devir hızının %57 düştüğü ve hastalık izinlerinin yılda 4,3 günden 1,5 güne gerilediği bildirildi.

ABD’nin Missouri Eyaleti, Starbucks’a Ayrımcılık Davası Açtı

ABD’nin Missouri eyaleti, kahve zinciri Starbucks’a karşı, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) politikalarını ayrımcılık için bir araç olarak kullanmakla suçlayarak dava açtı.

Missouri, Başsavcısı Andrew Bailey, St. Louis federal mahkemesine sunduğu davada Starbucks’ı:

  • Yönetici maaşlarını ırk ve cinsiyete dayalı işe alım kotalarına bağlamak,
  • Belirli gruplara ek eğitim ve iş fırsatları sunmak,
  • Yönetim kurulunda belirli ırksal ve etnik grupların yer almasını sağlayan bir kota sistemi uygulamak ile suçladı.

Bailey, bu uygulamaların federal ve eyalet medeni haklar yasalarını ihlal ettiğini savunarak, Missouri tüketicilerinin niteliksiz işe alımlar nedeniyle daha yüksek fiyatlar ödediğini ve daha uzun süre beklemek zorunda kaldığını öne sürdü.

Starbucks suçlamaları reddetti ve çalışanlarına fırsat eşitliği sunduğunu vurguladı.

Bu dava, son dönemde ABD’deki büyük şirketlerin DEI politikalarına yönelik geri adım attığı bir dönemde açıldı. Goldman Sachs, Google ve Amazon gibi şirketler, çeşitlilik hedeflerini rafa kaldıran adımlar attı.

Missouri Eyaleti, Starbucks’ın ırk, cinsiyet ve ulusal kökene dayalı ayrımcılığı durdurmasını, ayrımcılığa uğrayan çalışanları yeniden işe almasını ve tazminat ödemesini talep ediyor.

ARAŞTIRMA

Sıkıştırılmış Çalışma Haftalarının Çalışan Refahına Etkisi: IKEA Belçika Örneği

Bu rapor, Ghent Üniversitesi tarafından IKEA Belçika çalışanları üzerinde yapılan bir araştırmaya dayanarak, dört günlük sıkıştırılmış çalışma haftalarının çalışan refahı üzerindeki etkilerini değerlendirmektedir. Araştırma, Belçika’da 2022 yılında yürürlüğe giren iş gücü reformu sonrasında IKEA Belçika’nın çalışanlarına dört günlük çalışma haftasına geçme seçeneği sunmasıyla gerçekleştirilmiştir.

  • Psikolojik Ayrılma: Çalışanlar, sıkıştırılmış çalışma haftası ile işlerinden psikolojik olarak kopma fırsatı buldu. Bu durum, çalışanların işle ilgili düşüncelerden kaçınmasına yardımcı olarak kısa vadede zihinsel rahatlama sağladı.
  • Tükenmişlik Riski: Araştırma, sıkıştırılmış programların tükenmişlik riskini önemli ölçüde azaltmadığını ortaya koydu. Çalışanların işyerinde karşılaştıkları stres faktörleri, uzun iş günleri ve iş yükü nedeniyle tükenmişlik tamamen ortadan kalkmadı.
  • Uzun Vadeli Etkiler: Çalışanlar ekstra izin günlerinde kısa süreli rahatlama yaşasalar da, çalışma ortamı ve iş yükü değişmediği sürece tükenmişlik semptomları devam etti.
  • Sezonluk Değişimler: Yaz aylarında, çalışanların genel olarak daha fazla tatil yapma eğiliminde olduğu göz önüne alındığında, psikolojik ayrılma etkisinin kaybolduğu belirtildi.

Sonuç ve Öneriler

Araştırmanın sonuçları, sıkıştırılmış çalışma haftalarının tek başına tükenmişliği önlemekte yeterli olmadığını göstermektedir. İşverenlerin, çalışan refahını artırmak için daha geniş kapsamlı bir strateji benimsemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bu kapsamda önerilen önlemler:

  • Fazla mesai ve iş yükü düzenlemeleri gibi tükenmişliğe neden olan faktörlerle proaktif mücadele edilmesi,
  • Ruh sağlığı destek programları ve çalışan yardım hizmetleri gibi ek refah önlemlerinin uygulanması,
  • İş yeri kültürü ve yönetim anlayışının stres ve baskıyı azaltacak şekilde yeniden yapılandırılmasıdır.

Küresel Perspektif

İngiltere’de 200 şirket, dört günlük çalışma haftasını kalıcı bir uygulama haline getirme kararı almıştır. Bu durum, işverenlerin ve politika yapıcıların çalışan refahına yönelik yeni modeller geliştirme gerekliliğini ortaya koymaktadır.

YASAL DÜZENLEMELER VE YARGI KARARLARI

Yargı Kararları

Yargıtay: Hafta Tatili ve Fazla Çalışma Ücretinde Mükerrer Hesaplama Hatası

Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi fazla çalışma ücreti ile birlikte hafta tatil ücreti de talep etmiştir. Davacının davalıya ait işyerinde hafta tatili kullanmadan tüm dönemde haftanın 7 günü çalıştığı kabul edilerek hem haftanın 7 günü üzerinden fazla çalışma ücreti hesaplanmış hem de aynı haftalar için hafta tatili ücreti hesaplanmıştır. Davacının hafta tatillerinde çalıştığının kabul edilmesi karşısında haftanın 6 günü üzerinden fazla çalışma ücreti hesaplanarak yapılan bu hesaplamaya, yedinci gün için 7,5 saati aşan çalışma eklenerek sonuca gidilmesi gerekirken bu hususa dikkat edilmeden mükerrer tahsile sebebiyet verecek şekilde yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulması isabetsizdir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftada 7 gün çalıştığı kabul edilerek hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti hesaplanmıştır. Hafta tatili ücreti ayrıca hesaplandığından, aynı günler için ulusal bayram ve genel tatil ücreti de hesaplanarak mükerrer hesaplamaya neden olunması hatalıdır. Hafta tatiline denk gelen ulusal bayram ve genel tatil günleri sadece hafta tatili içinde hesaplanmalıdır. Bu hususun gözetilmemesi de hatalı olup bozma nedenidir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E. 2022/12044, K. 2023/2355, T. 15.02.2023

Federal İş Mahkemesi: İşverenler Sendikalara Çalışan E-Postalarını Vermek Zorunda Değil

Alman Federal İş Mahkemesi, 28 Ocak 2025’te verdiği kararında, işverenlerin sendikal üye alımı için çalışanların e-posta adreslerini sendikalara vermek zorunda olmadığına hükmetti.

Dava, Nürnberg Yüksek İş Mahkemesi’nin önceki kararını onayladı ve çalışanların rızası olmadan e-posta adreslerinin paylaşılmasının yetkisiz veri işleme teşkil ettiğini belirtti. Mahkeme ayrıca, şirketin iç iletişim sistemlerinin sendika erişimine açılmasının işverenin ekonomik özgürlüğüne makul olmayan bir müdahale olacağını vurguladı.

Karar, örgütlenme özgürlüğü ile işverenin iş yapma özgürlüğü arasındaki sınırları netleştirerek sendikaların dijital erişim talepleri konusunda hukuki kesinlik sağladı.

Nürnberg Yüksek İş Mahkemesi, 28 Ocak 2025 Tarihli Kararı

GÜNÜN SORUSU VE BİLGİLERİ

Günün Sorusu

Günün Sorusu

SORU: Şirketimizde çalışanımızın birinci derece yakınlarının vefatı halinde nakdi yardım ödemesi yapılmaktadır. Birinci derece yakın kavramı olarak da anne, baba, eş,  çocuk ve kardeşler denilmektedir. Birinci derece yakına kardeş girer mi?

CEVAP: 5510 Sayılı Kanun’un 80.maddesine göre personele verilen ölüm yardımları prime esas kazanca tabi tutulmaz. Diğer bir ifade ile çalışanlara ölüm yardımı adı altında gerçekleştirilen ödemelerden, miktarı ne olursa olsun SGK primi kesilmeyecektir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 25/1. maddesinde, ölüm, sakatlık, hastalık ve işsizlik sebepleriyle verilen tazminat ve yapılan yardımların gelir vergisinden müstesna olduğu belirtilmiştir.  Birinci derece akraba olarak nitelendirilen grup ise anne, baba, eş ve çocuktur. Kardeş birinci derece akraba kapsamında değildir.

KISA BİLGİ

Bunu Biliyor Muydunuz?

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD)

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD*), Avrupa Birliği (AB) tarafından şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını daha şeffaf ve kapsamlı şekilde raporlamalarını sağlamak amacıyla geliştirilmiştir.

CSRD ile Gelen Temel Değişiklikler

  • Kapsam Genişletme: Daha fazla şirket raporlama zorunluluğuna tabi olacak.
  • Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (ESRS): Standart hale getirilmiş göstergeler belirlendi.
  • Denetim ve Doğrulama Zorunluluğu: Bağımsız denetçiler tarafından doğrulama yapılması gerekecek.
  • Dijital Raporlama Zorunluluğu: European Single Electronic Format (ESEF) standartlarına uygun raporlama yapılacak.
  • Çift Önemlilik (Double Materiality) İlkesi:
    • Şirketlerin çevre ve topluma etkileri
    • Çevresel ve sosyal faktörlerin şirket üzerindeki finansal etkileri raporlanacak.

CSRD’nin Şirketlere Etkileri

  • Şeffaflık Artışı: Paydaşlara, yatırımcılara ve tüketicilere daha güvenilir sürdürülebilirlik bilgileri sağlanacak.
  • Uyum Maliyetleri: Şirketler, yeni raporlama gerekliliklerine uyum sağlamak için ek kaynaklar ayırmak zorunda kalacak.
  • Tedarik Zinciri Üzerindeki Etkiler: Büyük şirketler, tedarik zincirlerindeki sürdürülebilirlik verilerini daha kapsamlı izlemek ve raporlamak zorunda kalacak.
  • Rekabet Avantajı: Sürdürülebilirlik performansını etkin şekilde yöneten şirketler, yatırımcılar ve müşteriler için daha cazip hale gelecek.

CSRD’nin Yürürlüğe Giriş Süreci: CSRD aşamalı olarak uygulanacaktır:

  • 2024: 500’den fazla çalışanı olan halka açık büyük şirketler için yürürlüğe girdi.
  • 2025: 250’den fazla çalışanı olan büyük şirketler için uygulanmaya başlanacak.
  • 2026: Halka açık KOBİ’ler için belirli esnekliklerle zorunlu hale gelecek.
  • 2028: AB’de faaliyet gösteren büyük ölçekli AB dışı şirketler için zorunlu olacak.

*CSRD, AB üyesi ülkelerdeki büyük şirketleri, halka açık KOBİ’leri ve AB’de faaliyet gösteren belirli finansal eşikleri aşan AB dışı şirketleri kapsar. 250’den fazla çalışanı, 40 milyon Euro net cirosu veya 20 milyon Euro bilanço toplamı olan şirketler bu düzenlemeye tabidir. 2028 itibarıyla, AB’de iş yapan büyük ölçekli AB dışı şirketler de CSRD’ye uymak zorundadır.

This email was sent to *|EMAIL|*

why did I get this?    unsubscribe from this list    update subscription preferences

*|LIST:ADDRESSLINE|*

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir