02.12.2024 – Yemek Yardımlarının Sosyal Güvenlik Yönü

Günlük Gelişmeler

ÇALIŞMA HAYATI

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi, Ekim 2024*

Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) yıllık %55,34 arttı, aylık %0,24 arttı.
H-ÜFE 2024 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre %0,24 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %49,26 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %55,34 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %72,04 artış gösterdi.

Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik*

02.12.2024 tarihinde Resmi Gazete’ de yayınlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde değişiklik yapılmıştır.

“İşyerinde veya müştemilatında yemek verilmeyen durumlarda, sigortalıya yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerin nakit olarak ya da yemek hizmetinin alınması dışında kullanılabilecek yemek kartı/çeki/kuponu gibi araçlarla sağlanması halinde, fiilen çalışılan günlere ait bir günlük yemek bedelinin Kurum Yönetim Kurulunca belirlenen tutarının fiilen çalışılan gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunulacak tutarını aşmayan kısmı prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmaz.”

Değişiklik nasıl etkileyecek?

Öncelikle değişikliğin, yine yerinde yapılmadığını, sigortalının kullanımından ziyade, kartın geçerlilik ve kabiliyetleri üzerinden ilerlediğini görmekteyiz. Yeni haliyle, 01.01.2025 tarihi itibariyle, nakit ödemelerdeki istisna sınırı, yemek hizmetinin alınması dışında kullanım kabiliyetine sahip kartlara ödenmesi durumunda da sürmeye devam edecektir. Dolayısıyla, yemek kartı/çeki/kuponu, ancak ve ancak, yemek hizmeti alınmasıyla sınırlı bir kullanım alanına sahipse, bu durumda bir sınırlama olmaksızın prime tabi tutulmayacaktır. Başka bir ifade ile, marketlerde vb. yerlerde geçen kartlarda, SGK prim istisna sınırı sürecektir.

Yeni Asgari Ücretin Tespiti İçin İlk Toplantı 10 Aralık’ta Yapılacak*

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını 10 Aralık Salı günü gerçekleştirecek.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ev sahipliğindeki toplantıda, işveren tarafını Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), işçi tarafını ise en fazla üyeye sahip konfederasyon olduğu için TÜRK-İŞ temsil edecek.

EY Küresel İklim Risk Barometresi 2024 Sonuçları*

Ernst &Young (EY), altıncısını yayımladığı Küresel İklim Riski Barometresi’nde, şirketlerin iklim değişikliğine yönelik eylemlerini değerlendirdi. Rapor, şirketlerin iklimle bağlantılı finansal raporlama konusunda TCFD’nin 11 temel tavsiyesine uygunluklarını kapsam ve kalite açısından inceliyor.

  • 2023’te %50 olan ortalama kalite puanı, 2024’te %54’e çıktı. Ancak birçok şirket hâlâ detaylı bilgi paylaşmaktan kaçınıyor.
  • Şirketlerin %41’i geçiş planına sahipken, %38’i böyle bir plan yapmayı düşünmüyor. İngiltere (%66) ve Avrupa ülkeleri (%59) bu konuda önde.
  • Şirketlerin %83’ü 2030’a kadar kısa vadeli emisyon hedefleri belirledi, ancak yalnızca %24’ünün hedefleri Bilim Temelli Hedefler girişimi tarafından onaylandı.
  • Barometre, iklim risklerini ve fırsatlarını sayısal analizlerle belirleme, eylem planlarını finansal yatırımlarla destekleme, yönetim kurullarına iklim stratejileri konusunda yetkinlik kazandırma gibi 6 temel adım öneriyor.

EY Türkiye İklim Değişikliği Lideri Ece Sevin, raporun, 2050 net sıfır hedeflerine ulaşmak için hızlı ve eksiksiz eylem planları gerektiğini vurguladı.

Rekabet Kongresi: Eğitim ve Teknoloji ile Yenilikçi Rekabet*

Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından 16.sı düzenlenen Rekabet Kongresi, “Rekabet, Eğitim ve Teknoloji” temasıyla gerçekleştirildi. Kongrede, Türkiye’nin küresel rekabette sürdürülebilir büyüme ve liderlik hedeflerine ulaşması için eğitim, teknoloji ve üretim yapısının dönüşümüne dikkat çekildi.

  • TÜSİAD Başkanı Orhan Turan: Türkiye’nin yüksek teknolojili üretim ve yeşil ekonomi doğrultusunda üretim yapısını dönüştürmesi gerektiğini vurguladı. İmalat sanayisinin %55,5’inin düşük teknolojili faaliyetlerde bulunduğunu ve yüksek teknolojili girişimlerin oranının %1’in altında olduğunu belirtti. Ayrıca, eğitimin nitelikli insan kaynağına odaklanması gerektiğini ifade etti.
  • SEDEFED Başkanı Emine Erdem: Dijitalleşme ve yeşil dönüşümde hızlı hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Rekabetin liderlik mücadelesi haline geldiğini belirten Erdem, eğitime daha fazla kaynak ayrılmasının ve teknolojiyi geliştiren bireyler yetiştirilmesinin önemini dile getirdi.
  • TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez: Türkiye’nin küresel liderlik için eğitimde nitelikli insan kaynağı geliştirmesi ve teknolojiyi üretimin merkezine koyması gerektiğini söyledi.

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Dr. Çetin Ali Dönmez, Türkiye’de Ar-Ge yatırımlarının %1,5 seviyelerine ulaştığını, ancak yüksek teknoloji ürünleri imalatını artırmak için bu yatırımların daha da geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Kongre, Türkiye’nin yenilikçilik ve teknolojik gelişime dayalı bir rekabet stratejisi benimsemesi gerektiğini vurguladı.

Çalışan Bağlılığı ve Yetenek Yönetimi: PERYÖN*

PERYÖN tarafından düzenlenen “Yetenekleri Elde Tutmak Nasıl Mümkün” webinarında, çalışan bağlılığı, hibrit çalışma düzeni ve yetenek yönetimi konuları ele alındı.

  • Gallup araştırmasına göre, dünyada çalışan bağlılığı oranı %23 iken Türkiye’de bu oran %11 seviyesinde.
  • Garanti BBVA Yetenek ve Kültür’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tuba Köseoğlu Okçu, %60 uzaktan, %40 ofisten çalışmayı içeren hibrit düzenin hem verimlilik hem de finansal sonuçlar açısından başarılı olduğunu belirtti. Ayrıca çalışanların eğitim, gelişim ve esenlik programlarıyla desteklendiğini vurguladı.
  • Okçu, çalışanların takdir edilmek istediğini ve bunun için ödüllendirme sistemleri kullandıklarını ifade etti.
  • MY Executive Kurucu Ortağı Müge Yalçın, ücretin çalışan bağlılığında önemli bir etken olduğunu ve enflasyonun etkisiyle bu faktörün daha kritik hale geldiğini ekledi.

Webinar, yetenekleri elde tutma ve çalışan bağlılığını artırma stratejilerinde hibrit çalışma, takdir sistemleri ve performansa dayalı prim sistemlerinin önemini vurguladı.

ULUSLARARASI İŞGÜCÜ

Avrupa’da İşten Çıkarmalar Hız Kazanıyor: Ekonomik Zorlukların Sektörlere Etkisi

Avrupa’daki ekonomik zorluklar ve zayıf talep, birçok sektörde şirketleri işten çıkarmalar yapmaya zorladı.

  • Bankacılık sektöründe;  Norveçli DNB 500 pozisyonu kaldırmayı planlarken,
  • İspanyol Santander İngiltere’de 1.400 kişiyi işten çıkaracağını açıkladı.
  • İtalyan bankaları ise 1.000 gönüllü işten çıkarmayı ve 500 yeni işe alımı içeren bir anlaşma imzaladı.
  • Otomotiv ve parça üreticileri arasında Bosch, 2027 sonuna kadar 3.500 kişiyi işten çıkarmayı planlarken,
  • Michelin Batı Fransa’daki iki tesisin kapanmasıyla 1.250 kişiyi etkileyeceğini duyurdu.
  • Schaeffler 4.700 kişiyi işten çıkaracağını ve iki fabrikayı kapatacağını açıklarken,
  • Stellantis İngiltere’deki Vauxhall fabrikasını kapatarak 1.000 işi riske attı.
  • Valeo ise Fransa’da 1.000 kişiyi işten çıkarmayı planlıyor.
  • Sanayi ve mühendislik sektöründe İsveçli bir pil üreticisi 1.600 çalışanını işten çıkaracağını, Thyssen Krupp ise çelik bölümünde 5.000 kişiyi ve ek olarak 6.000 kişiyi daha işten çıkarmayı planladığını duyurdu.
  • Perakende ve tüketim malları sektöründe Auchan 2.000 kişiyi,
  • Husqvarna ise 400 kişiyi işten çıkaracağını bildirdi.
  • Telekomünikasyon sektöründen Telia, 2024’te 3.000 kişiyi işten çıkarmayı hedefliyor.

Diğer sektörlerde Airbus, 2026’ya kadar 2.500 kişiyi işten çıkaracağını, Equinor yenilenebilir enerji bölümünde personelin %20’sini azaltacağını ve Lufthansa yönetim pozisyonlarını %20 oranında azaltmayı planladığını açıkladı. Şirketler, küresel ekonomik baskılar, zayıf talep ve üretim değişiklikleri nedeniyle bu önlemleri almak zorunda kaldıklarını belirtti.

Yeni Zelanda’da Ebeveyn İzni Politikalarına Destek Artıyor: İşverenlerden Çalışanlara Önemli Girişimler

Yeni Zelanda’da yapılan bir inceleme, 2024 yılında her altı işverenden birinin ebeveyn izni politikalarını iyileştirdiğini ortaya koydu. 307 işverenin politikalarının analizine göre, %17’si ebeveyn desteğini artırırken, sadece %1’i kısıtlama yaptı.

Ücretli doğum izni ortalama 12 hafta, partner izni (baba, partner ya da birlikte ebeveynlik yapan kişi) ise 2 hafta arttı. Crayon CEO’su Stephanie Pow, bu artışların ekonomik zorluklara rağmen işletmelerin çalışanlarını desteklemeye kararlı olduğunu gösterdiğini vurguladı. Pow, aile dostu politikaların çalışan sadakatini güçlendirdiğini ve rekabet avantajı sağladığını belirtti.

Ancak rapor, Yeni Zelanda’nın hâlâ ücretli partner izni sunmayan üç gelişmiş ülkeden biri olduğunu ve çocuk bakımının küresel olarak en pahalılar arasında yer aldığını da ortaya koydu.

ARAŞTIRMA

ILO Küresel Ücret Raporu 2024-25

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün Küresel Ücret Raporu’nda 2000 yılından bu yana küresel ücret eşitsizliğindeki değişimleri ve ücret artışlarını incelemektedir.

  • Temel Bulgular: Ücret eşitsizliği dünya genelinde azalma eğilimindedir, ancak kalıcı eşitsizlikler hala büyük bir sorun oluşturmaktadır.
  • Ücret eşitsizliği, ülkelerin yaklaşık üçte ikisinde azalmıştır.
  • Düşüş oranları, düşük gelirli ülkelerde yıllık %3,2 ila %9,6 arasında, üst-orta gelirli ülkelerde %0,3 ila %1,3 arasında, yüksek gelirli ülkelerde ise %0,3 ila %0,7 arasında değişmiştir.
  • Ücret eşitsizliğindeki en belirgin azalma, yüksek ücretliler arasında yaşanmıştır.
  • 2023’te küresel reel ücretler %1,8 artmış, 2024 için ise %2,7 büyüme tahmini yapılmıştır. Bu,15 yıldan uzun bir süredir görülen en yüksek büyümedir.
  • Gelişmiş G20 ekonomilerinde ücretler düşerken (2022’de -%2,8, 2023’te -%0,5), gelişmekte olan G20 ekonomilerinde artış yaşanmıştır (2022’de %1,8,2023’te %6,0).
  • En hızlı reel ücret artışları Asya-Pasifik, Orta ve Batı Asya, Doğu Avrupa bölgelerinde kaydedilmiştir.
  • En düşük maaş alan %10, küresel ücret faturasının yalnızca %0,5’ini alırken, en yüksek maaş alan %10, bu faturanın %38’ini almaktadır.
  • Kadınlar ve kayıt dışı ekonomideki çalışanlar, düşük ücretli olma olasılığı en yüksek gruplardır.

Düşük ve Orta Gelirli Ülkelerde Durum:

  • Çoğu çalışan, yalnızca kayıt dışı ekonomide iş bulabilmektedir.
  • Bu durum, gelir eşitsizliğinin ölçülmesinde büyük bir fark yaratmaktadır.

Sonuç

Eşitsizliğin Azaltılması:

  • Ücret eşitsizliğini azaltmak için ücret politikalarının güçlendirilmesi ve kapsayıcı ekonomik büyüme stratejilerinin uygulanması gereklidir.

Hedef:

  • Adil, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve işçilerin yaşam standartlarını iyileştirmek için ülkeler, bu zorlukların üstesinden gelmelidir.

ILO Genel Direktörü Gilbert F. Houngbo, “Pozitif reel ücret artışı memnuniyet verici bir gelişme olsa da, yaşam maliyeti krizinin işçiler üzerindeki etkisi hala büyük bir sorun olmaya devam ediyor” diyerek eşitsizliklerin azaltılmasına yönelik ulusal ve uluslararası çabalara vurgu yaptı.

YASAL DÜZENLEMELER VE YARGI KARARLARI

Yargı Kararları

Aynı Nedenle İş Akdi Sona Eren İşçilerin Tanıklığının Geçerliliği

Somut olayda, davacı işveren tarafından vardiya amirliği pozisyonunun kaldırılması nedeni ile iş akdinin 31.05.2013 tarihinde işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı ise davacının başka bir işyerinde çalışmak için diğer 4 işçi ile birlikte işi terk ettiğini savunmuştur. Davacı 31.05.2013 tarihine kadar çalıştığını iddia etmesine rağmen hizmet döküm cetveline göre 29.05.2013 tarihinde başka bir işyerinde çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları aynı nedenle iş akdi sona eren işçiler olup beyanlarına itibar edilemez. Davalı tanıkları ise vardiya amirliği pozisyonunun kaldırılmadığını beyan etmişlerdir. Tüm dosya içeriğine göre davacının iş akdini haklı bir neden olmaksızın kendisinin feshettiği anlaşılmakla kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay 7.Hukuk Dairesi, E. 2015/13624, K. 2016/9164, T. 25.04.2016

Birleşik Krallık Mahkemesi: “Yanlış Zamanda Bebek” Yorumu Tazminatla Sonuçlandı

Birleşik Krallık İş Mahkemesi, Yeminli Mali Müşavirler Derneği’nin (ACCA), üst düzey bir pazarlama müdürü olan Hannah Yongo’ya hamilelik ve doğum izni sırasında ayrımcılık yaptığına hükmetti. Mahkeme, şirketin yeniden yapılanma sürecinde Yongo’ya yeterli destek sağlamadığını, sorumluluklarının azaltıldığını ve yeni bir role (Sosyal Liderlik) atanma şansı verilmediğini belirtti.

Yongo’nun yöneticisi, “Yanlış zamanda bir bebeğiniz oldu” diyerek doğum izni ile yeniden yapılanma arasındaki bağlantıyı ortaya koydu. Yongo’nun sorumlulukları yeni bir role aktarıldı ve bu rol başka bir çalışana verildi. Şirket, yeniden yapılanma sürecinde şeffaflık göstermedi, Yongo’ya yeterli bilgi vermedi ve rol değişikliklerini açık bir şekilde yönetemedi. Şirketin eylemleri, Yongo’nun hamilelik döneminde stresini artırdı ve sağlığını olumsuz etkiledi.

Mahkeme, Yongo’ya ayrımcılık nedeniyle duygusal zarar için 21.000 £, mali kayıplar için 3.276 £ ve faiz dahil toplamda 28.890 £ tazminat ödenmesine karar verildi.

GÜNÜN SORUSU VE BİLGİLERİ

Günün Sorusu

Günün Sorusu

SORU: Çalışanlarımızdan belli bir dönem aralığına ait önden ödenmiş hayat sigorta makbuzları geliyor ve biz şu anki uygulamamızda ödemenin yapıldığı ayda toplam miktarı bordroda indirim olarak dikkate alıyoruz, sigortanın geçerli olduğu dönem aralığına göre miktarı parçalamıyoruz, uygulamamızı teyit eder misiniz?

CEVAP: Çalışanın şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası gurubunda yer alan tüm sigorta primleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50’si ile birikimli sigortaların dışında kalan yaşam teminatı içeren sigorta primlerinin tamamı;

  1. Ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşmaması,
  2. Prim ödeme belgesinin primin ait olduğu ay içinde ibraz edilmesi şartıyla vergi matrahından indirilmesi mümkündür.

Dolayısıyla geçmişe dönük bir faydalandırma yapamıyoruz. Ancak örneğin, şu an makbuz getirdi. 2025 yılını ödemiş, 2025 yılı 12 aysa poliçe, ödediği tutarı 12’ye bölüp ay be ay düşüyoruz.

Ancak diyelim ki şimdi makbuz getirdi, ancak 2024 yılına ait. Bu durumda poliçe 12 aysa, yine 12’ye bölüyoruz. Ancak Ekim ve öncesi ayı indiremiyor, Kasım ve Aralık ayını vergi matrahından ay be ay indiriyoruz.

KISA BİLGİ

Bunu Biliyor Muydunuz?

Ücretlerden Doğan Kesintilerin Beyanı ve Ödenmesi

  • Ücretlerin hesaplanması ve tahakkuk ettirilmesi sürecinden sonra, personel ücretlerinde yapılan kesintilerin vergi otoritelerine ödenmesi sürecine geçişir.
  • 360 Ödenecek Vergi ve Fonlar hesabında takip edilen gelir vergisi ve damga dergisi tutarları ile 361 Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri hesabında takip edilen damga vergisi tutarları muhtasar ve prim hizmet beyannamesi aracılığı ile beyan edilerek ödenir.
  • Muhtasar beyannamesi aracılığı ile personellere ait ücretler üzerinden hesaplanan gelir vergisi ve damga vergisi tutarları,
  • Aylık prim ve hizmet beyannamesi aracılığı ile ise sigortalarının sigorta primleri ve kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının bildirimi yapılmaktadır.
  • Muhtasar ve prim hizmet beyannamesi, vergi kesintisi ve prim ve hizmete ait bildirimleri takip eden ayın 26. günü gece 23.59’a kadar verilmesi gerekmektedir.
  • Muhtasar ve prim hizmet beyannamesi içerisindeki vergi ödemesinin son günü, beyannamenin verilmesinin de son günü olan ayın 26. günü gece 23.59’dur.
  • Muhtasar ve prim hizmet beyannamesi içerisindeki SGK ödemesinin son günü, ayın son günü gece 23.59’dur.

This email was sent to *|EMAIL|*

why did I get this?    unsubscribe from this list    update subscription preferences

*|LIST:ADDRESSLINE|*

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir