| | | | | | Dış Ticaret Açığında Gerileme |
| Temmuz ayında Türkiye’nin dış ticaret açığı, geçen yılın aynı ayına göre %41,8 azalarak 12,5 milyar dolardan 7,3 milyar dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı %61,2’den %75,5’e yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre, Temmuz 2024’te ihracat %13,8 artarak 22,5 milyar dolar, ithalat ise %7,8 azalarak 29,8 milyar dolar oldu. Ocak-Temmuz 2024 döneminde ihracat %4,1 artışla 148,7 milyar dolara, ithalat ise %8,3 düşüşle 198,7 milyar dolara ulaştı. |
| | | | Sanayi Üretimi ve Yatırım Beklentileri Zayıflıyor |
| Ağustos ayında imalat sanayisinde kapasite kullanım oranı (KKO) bir önceki aya göre 0,5 puan düşerek %75,4 seviyesine geriledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) açıkladığı verilere göre, Reel Kesim Güven Endeksi de 1,8 puan azalarak 98,5’e düştü. Gelecek 3 aya yönelik üretim, ihracat ve iç piyasa siparişlerinde artış bekleyenlerin sayısı azalırken, sabit sermaye yatırım harcaması ve istihdam beklentileri de zayıfladı. Ayrıca, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) beklentisi %51,7’ye geriledi. |
| | | Bakan Şimşek: Kalıcı Refah Artışı Sağlayacağız |
| Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabında, “Makroekonomik dengesizliklerden biri olan yüksek cari açığın azaltılmasında önemli mesafe katettik. Temmuz’da yıllık dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı dönemine göre 38,7 milyar dolar geriledi. Bu durum temmuz için yıllık cari açıkta 20 milyar doların altında bir seviyeye işaret ediyor. Azalan cari açık ve dış finansman ihtiyacı dezenflasyon sürecine önemli katkı veriyor. Ana hedefimiz olan fiyat istikrarına ulaşarak gelir dağılımında adalet ve kalıcı refah artışı sağlayacağız.” açıklamalarında bulundu. |
| | | Yeni Yasama Döneminde Emeklilik Reformu |
| Yeni yasama döneminde Türkiye’de emeklilik sistemine ilişkin önemli reformların ele alınması bekleniyor. Bu reformların temel amacı, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini sağlamak. Bu bağlamda, nüfusun yaş ortalaması, istihdam oranları ve çalışma çağındaki nüfus gibi kriterlere göre emekli aylıklarına esas teşkil edecek parametrelerin otomatik olarak güncellenmesi öneriliyor. Ayrıca, emeklilik yaşının ve aylık bağlama oranlarının (ABO) da bu parametrelere göre otomatik olarak ayarlanması planlanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun nüfus projeksiyonlarına göre, 2075 yılına gelindiğinde her üç kişiden biri yaşlı olacak ve bu durum sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini zorlaştıracak. Gelecekte daha az çalışanla daha çok emekli finanse edilmek zorunda kalacak, bu da sistemin sürdürülemez hale gelmesine yol açabilecek. |
| | | | Ticaret Bakanı Bolat’tan Zombi Şirket Uyarısı |
| Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) verilerine göre, 2024’ün ilk 6 ayında kapanan her 1 şirkete karşılık 4’ün üzerinde yeni şirket kurulduğunu bildirdi. IMF’nin “zombi şirketler” raporuna ilişkin soru önergesini yanıtlayan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, zombi şirketlerin, verimsiz ve riskli olup borç ve teşviklerle ayakta kalabilen firmalar olarak tanımlandığını belirtti. Bolat, raporda, zombi şirketlerin son 20 yılda dünya genelinde arttığını, bu artışta Covid-19 ve küresel finansal krizin etkili olduğunu vurguladı. Türkiye’deki halka açık olmayan şirketlerin finansal tablolarının kamuoyuyla paylaşılmadığını belirten Bolat, bu durumun değerlendirmelerde soru işaretleri yarattığını ve bazı ülkelerde finansal tablo yayınlanmamasının analizlerin yetersiz olmasına neden olabileceğini ifade etti. Ayrıca, enflasyon düzeltmesi ve yeniden değerleme uygulamalarıyla şirketlerin finansal tablolarının gerçek durumu yansıtmasının amaçlandığını belirtti. Bolat, Türkiye’de yaklaşık 1,5 milyon şirket ve 600 bini aşkın ticari işletme bulunduğunu, 2024’ün ilk 6 ayında kapanan her bir şirkete karşılık 4’ün üzerinde yeni şirketin kurulduğunu kaydetti. Bakanlık, ticari hayatın güvenli bir şekilde sürdürülmesi ve şirketlerin sürdürülebilirliğinin sağlanması için gerekli tedbirlerin alındığını ifade etti. |
| | | | Esnek Ofis Çözümleri Yükselişte |
| Cushman & Wakefield TR International tarafından hazırlanan 2024’ün ilk yarısını ele alan “Gayrimenkul Pazarı Görünümü” raporuna göre, ticari gayrimenkul sektöründe mülk sahipleri lehine gelişmeler yaşandı. Ticari gayrimenkul kiralarındaki artış, ofis piyasasında %77, sanayi sektöründe ise %100’ü buldu. En yüksek ofis kiraları İstanbul Levent’te aylık 42 dolar/metrekare olarak kaydedilirken, İstanbul Anadolu Yakası’nda 35 dolar, Esentepe-Gayrettepe bölgesinde 32 dolar, Maslak’ta 30 dolar olarak gerçekleşti. İzmir ve Ankara’da bu rakam 18 dolar oldu. Bir süredir yeni ofis yatırımının yapılmaması esnek ofis çözümlerine ilgiyi artırırken, esnek ofis alanları İstanbul’da büyümeye devam etti. Özellikle küçük girişimlerin öncelikli tercihi olan esnek ofisler, büyük ölçekli firmaların da maliyetlerini düşürmek ve farklı ofis seçenekleri sunmak amacıyla tercih edilmeye başlandı. Bu durum, esnek ofislerin esnek ve maliyet avantajlı yapısının önemini bir kez daha ortaya koydu. |
| | | | Artan Fiyatlar ve Yetenek Açığı Uluslararası Firmalarda Çalışan Mobilitesini Etkiliyor |
| Aon’un yayımladığı Uluslararası Çalışan Mobilitesi Raporu’na göre, enflasyon ve artan fiyatlar ile yetenek açığı, uluslararası firmalarda çalışan mobilitesini etkileyen en önemli iki faktör olarak öne çıkıyor. Enflasyon, bu yıl katılımcıların %51’i tarafından en önemli etken olarak belirtildi. Yetenek açığı ise ikinci sırada yer alarak, esnek bir iş gücü oluşturma stratejilerini etkileyen bir öncelik olmaya devam ediyor. Rapor ayrıca, siyasi istikrarsızlığın ve mevzuat uyumunun da çalışan mobilitesini önemli ölçüde etkilediğini ortaya koyuyor. Çeşitlilik ve kapsayıcılık, çalışanların yan hak beklentilerini şekillendiren diğer önemli faktörler arasında yer aldı. “Bleisure” (iş ve tatil seyahatlerinin birleştirilmesi) ve “workcation” (uzak bir yerden kısa süreli çalışma) gibi yeni mobilite biçimlerinin yükselişi, şirketler için yeni zorluklar yaratıyor. Şirketlerin %62’sinin kısa süreli uzaktan çalışmaya izin vermesiyle, iş seyahati politikalarının kişisel ve iş zamanı ayrımını net bir şekilde yapmasının önemi artıyor. |
| | | | Tamedia, Dijitalleşme Hamlesiyle 290 Çalışanını İşten Çıkarıyor |
| İsviçreli medya kuruluşu Tamedia, işgücünün %10’undan fazlasını azaltarak 1.800 çalışanından yaklaşık 290’ını işten çıkaracağını ve üç matbaa tesisinden ikisini kapatacağını açıkladı. Şirket, dijital varlığını güçlendirerek iş modelini daha karlı hale getirmeyi ve baskı kapasitesini düşürmeyi hedefliyor. Popüler markalar dijital büyümede ön planda olurken, Bern’deki matbaa tesisini genişletecek. Geleneksel reklamcılığın düşüşü ve dijital reklamcılığın yükselişi, şirketin bu yeniden yapılanma adımını tetikledi. İşten çıkarılacak çalışanlara erken emeklilik, yeniden eğitim gibi sosyal destekler sağlanacak. Tamedia’nın ilk yarı satışları %8,7 düşerek 215 milyon Euro olurken, EBIT %11,7 düşüşle 5,7 milyon Euro olarak kaydedildi. |
| | | Avrupa Yatırım Bankası Çalışanları, İhbarda Bulundukları İçin Mobbing Korkusu Yaşıyor |
| Lüksemburg merkezli Avrupa Yatırım Bankası’nda (EIB) yapılan bir iç anket, personelin %50’sinin, zorbalık, taciz veya dolandırıcılık olaylarını rapor etmeleri halinde “cezalandırılmaktan” korktuğunu ortaya koydu. Ankete katılanların sadece %14’ü ihbarlarından memnun kalırken, %40’ı bankanın endişeleri ciddiye alacağına ve ihbarcıları koruyacağına inanıyor. Ayrıca, çalışanlar siyasi atamalarla ilgili açıklık eksikliği konusunda da şikayetçi. Yeni başkan Nadia Calvino, bankada işyeri kültürünü iyileştirme sözü verse de, çalışanlar onun bu konuda başarılı olup olmayacağını sorguluyor. Bankanın eski başkanı Werner Hoyer ise AB fonlarının kötüye kullanıldığı iddialarıyla ilgili bir soruşturma ile karşı karşıya kaldı. |
| | | | Shein, Tedarik Zincirinde Çocuk İşçiliği Tespit Ettiğini Bildirdi |
| Singapur merkezli moda perakende markası Shein, 2023 sürdürülebilirlik raporunda, tedarik zincirinde çocuk işçiliği içeren iki vaka tespit ettiklerini ve bu vakaları hızla çözüme kavuşturduklarını açıkladı. Şirket, tedarikçilerle ilişkilerini geçici olarak askıya alarak, çocuk işçilerin sözleşmelerini feshetme, ödenmemiş ücretleri ödeme ve gerekli tıbbi kontrolleri sağlama gibi adımlar attı. Shein, Ekim 2023’ten itibaren daha sıkı çocuk işçiliği politikaları uygulayacağını ve gelecekte bu tür ihlallerin tespit edilmesi durumunda ticari ilişkileri tamamen sonlandıracağını belirtti. Ayrıca, şirket denetim sayısını artırmış ve tüm tedarikçiler için yıllık denetim zorunluluğu getirmiştir. Shein’in bu adımları, küresel tedarik zincirlerine odaklanan artan düzenleyici baskılar ve tüketici aktivizmi bağlamında gerçekleşmektedir. Avrupa Birliği’nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi gibi yeni düzenlemeler ve ABD’deki soruşturmalar, şirketlerin tedarik zincirlerindeki etik sorunlara karşı daha dikkatli olmasını gerektirmektedir. Bu durum, Shein gibi şirketleri iç operasyonlarını yeniden değerlendirmeye zorlamakta ve tüm tedarik zincirini bilme ve sorumluluk alma gerekliliğini ortaya koymaktadır. |
| | | | Pasif Dinleme (Passive Listening): Çalışanlar Daha İyi Bir Deneyim İçin Verilerini Paylaşmaya Açık |
| Dünya genelinde çalışanlar, işverenlerin doğrudan mesajlardan gelen verileri analiz etmesine, İK liderlerinin başlangıçta düşündüğünden daha fazla açık görünüyor. Qualtrics tarafından yapılan ve 7 ülkede 1.000 masa başı çalışan ve 100 İK lideriyle gerçekleştirilen anketin sonuçlarına göre, çalışanların “pasif dinleme” pratiğine karşı olan rahatlıkları incelendi. Pasif dinleme, çalışanların günlük faaliyetleri sırasında ürettikleri “isteksiz ve yapılandırılmamış verilerin” yapay zeka kullanılarak toplanması ve analiz edilmesi anlamına geliyor. Bu veriler, bir toplantıyı reddetmek, bir soruyu genel bir kanalda yanıtlamak veya bir müşteriye e-posta göndermek gibi durumları içerebilir. Bu yöntem, çalışanların anketlerde ortaya çıkmayan konuları dile getirmesine ve yeni iletişim yolları açmasına olanak tanır. Rapora göre, çalışanların %61’i, çalışan deneyimini iyileştirmek için işverenlerin doğrudan mesajlarını analiz etmesine açık. Bu oran, İK liderlerinin tahmin ettiğinden (%45) 16 puan daha yüksek. Çalışanların yarısından fazlası, e-postalarının (%64), grup genelindeki mesajlarının (%61) ve grup içi özel mesajlarının (%54) analiz edilmesinde de rahat olduklarını belirtti. Bu oranlar da İK liderlerinin tahminlerinden daha yüksek çıktı. Ancak rapor, çalışanların gizliliğin ihlali, veri güvenliği ve verilerin yanlış yorumlanması gibi konularda endişeleri olduğunu da belirtiyor. Çalışanların üst düzey yönetime güven duyduklarında verilerini paylaşmaya daha istekli oldukları gözlemlenmiştir (%55’e karşı %53).
Qualtrics’in iş yeri psikoloğu Benjamin Granger, çalışanlar ve organizasyon liderleri arasında karşılıklı faydalı bir ilişki geliştirmek için güvenin temel olduğunu vurguladı. Granger, liderlerin bireysel çalışanların nasıl fayda sağlayacağını vurgulayarak ve verileri üzerinde şeffaflık ve özerklik sağlayarak güven inşa edebileceğini belirtti. |
| | YASAL DÜZENLEMELER VE YARGI KARARLARI |
|
| | BAM: Mazeret İzni Niteliğindeki Günler Yıllık İzin Olarak Sayılamaz |
| Kullanılan izin belgelerinin üzerinde “doktora gitmek, sınava gitmek için” şeklinde kayıtların yer alması durumunda bu günler yıllık izinden sayılır mı?
“İspat yükü üzerinde olan davalı işveren davacının hak kazandığı bakiye 4 günlük yıllık iznini kullandırdığını ya da fesihte ücretinin ödendiğini yazılı delille ispatlayamamıştır. Sunulan bir kısım izin formlarının mazeret iznine ilişkin ve 1 günlük olduğu, doktora veya sınava gitmek açıklaması içerdiği gözetildiğinde yıllık izin hesaplamasında dikkate alınmaması yerindedir.”
Adana BAM 13. HD. E. 2022/1836 K. 2024/314 T. 22.02.2024 |
| | Hollanda İş Mahkemesi: Çalışanın Hastalık Sürecinde İhmal -Mahkemeden İşverene Tazminat Cezası |
| Hollanda İş Mahkemesinde görülen bir davada mahkeme, işverenin çalışanın iş göremezlik durumunun erken aşamalarında ciddi hatalar yaptığını belirledi. Mahkeme, işverenin hastalığa neden olan olaydan bir ay sonra şirket doktoruyla iletişime geçtiği gibi durumlara dayanarak bu sonuca vardı. Bu süreçte, işveren, çalışanın kötüleşen durumu hakkında tekrar eden şikayetlerine rağmen, çalışanın (kısmen) çalışmaya devam etmesini istedi. Bu sinyaller, işvereni, çalışanın çalışabilme yeteneği hakkında tıbbi bir görüş almaya yönlendirmeliydi. Ancak, çalışan çalışmaya devam etti. Ayrıca, şirket doktorunun tavsiyelerinden sonra işveren, çalışanı işten muaf tutmak yerine, onu mümkün olduğunca rahatlatacağına söz verdi ve acil durumlarda hazır bulunmasını istedi. Bu olaylar dizisi, işverenin iş göremezlik durumunu yeterince ciddiye almadığını gösterdi. Ayrıca, işverenin çalışanın şirket arabasını ve şirket kaynaklarını geri alarak gereksiz yere ilişkiyi zorlaması durumu daha da kötüleştirdi. Mahkeme, çalışan için brüt 60.000 € tazminata hükmetti. |
| GÜNÜN SORUSU VE BİLGİLERİ |
|
| | SORU: Bir personelimiz vergi indiriminden yaralanmak için eşi adına düzenlenen Sağlık Sigortası Poliçesini iletti, poliçe ve ödeme makbuzlarında personelin adı hiçbir şekilde geçmemektedir. Eşi için yapılan bu Sağlık Sigortası Poliçesi için personeli vergi indirimden yararlandırabilir miyiz? |
| CEVAP: Gelir Vergisi Kanunu madde 63’e göre, ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortası poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primlerin %50’si ile ölüm, kaza, sağlık, hastalık, engellilik, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler, ödendiği ayda elde edilen ücretin %15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşmadığı takdirde indirim konusu yapılabilir.
Yani vergi indiriminden yararlanılabilmesi için temel kurallardan biri de poliçeyi çalışanın yapması ve primlerin çalışan tarafından ödeniyor olmasıdır. Çalışan primin kendisi tarafından ödendiğini belgelendirebiliyorsa vergi matrahından indirebilir. Burada poliçe ve makbuzun içeriği, ödemeyi gerçekleştiren kişi alanında kimin bilgisinin yer aldığı önem arz eder.
Eğer poliçeyi eşi yapmış ve prim çalışanın eşi veya başka biri tarafından ödeniyor ise vergi matrahından indirilemez. |
| | | | Mevsimlik İş Mevsimlik iş sözleşmesi de 4857 sayılı İş Kanunu’nun 11. maddesindeki hükümlere uygun olarak, belirli süreli olarak yapılabileceği için aynı durum bu sözleşmeler için de geçerlidir. Mevsimlik iş ilişkisinde, sözleşme önceden belirlenen sürenin sonunda askıya alınır, çalışanın bir sonraki çalışma dönemine kadar iş sözleşmesi askıda kalır ve ücretsiz izinli gibi bir askı durumu olarak kabul edilir. Sözleşme koşulu olarak, yapılan işin mevsimlik olduğu, hangi mevsimlerde çalışılıp çalışılmayacağı vb. hususların açıkça belirtilmesi gereklidir. Mevsimlik iş sözleşmeleri, belirli süreli iş sözleşmeleriyle karıştırılmamalıdır. Belirli süreli sözleşmeler, belirli bir sürenin sona ermesi veya işin tamamlanmasıyla sona erer. Ancak, mevsimlik işlerde sözleşme sona ermez ve bir sonraki sezon da devam edebilir. Bu nedenle, mevsimin sonunda, başında ya da mevsim sırasında iş sözleşmesi sona ererse, belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümleri geçerli olacaktır. Engelli çalışan sayısı (yani %3’ün) hesabında, mevsimlik çalışanlar, belirli süreli çalışanlar vb. dikkate alınmaktadır.
|
| | |
|
|
|
|
|