|
|
|
|
Kamu İşçileri İçin Zam Pazarlığında Geri Sayım
|
|
Yaklaşık 600 bin kamu işçisini kapsayan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde kritik aşamaya gelindi. Üç toplantı yapılmasına rağmen henüz bir teklif sunulmadı. Hükümetin ve işverenin teklifini 17 Haziran Pazartesi günü sunması bekleniyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, bayram sonrası ilk teklifin sunulacağını açıkladı. İşçi tarafı (Türk-İş ve Hak-İş) ise teklif gelmemesi durumunda dördüncü toplantıya katılmayacaklarını duyurdu.
İşçi kesiminin talepleri:
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sanayide Yeni Dönem: Yatırım ve İstihdama Teşvik Paketi
|
|
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye’nin yüksek teknoloji odaklı sanayi vizyonuna ilişkin kapsamlı açıklamalarda bulunurken, işverenleri ve çalışanları doğrudan ilgilendiren teşvik, yatırım ve istihdam politikalarına dair önemli bilgiler paylaştı.
👷 Çalışanlar İçin:
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ayakkabı Sektörü Büyüyor, Ancak Belirsizlikler Artıyor
|
|
-
Küresel Büyüme Beklentisi Yavaşladı: Ayakkabı talebinin 2025’te %7.6 oranında artması bekleniyor; bu oran, önceki %8.4’lük beklentinin altında. ABD’nin ithalat tarifeleri küresel tedarik zincirini olumsuz etkiliyor.
-
Bölgesel Farklılıklar: En hızlı büyüme Afrika (%14.9) ve Asya (%7.5)’da beklenirken; Avrupa (%2), Kuzey Amerika (%3.9) ve Güney Amerika (%-0.5) daha durağan veya düşüşte.
-
Sektörde Temkinli İyimserlik: Uzmanların %62’si ithalat tarifelerinin sektörü olumsuz etkileyeceğini düşünüyor. Katılımcıların %62.5’i ise önümüzdeki 6 ayda ayakkabı satışlarında artış bekliyor. Ancak %20.1’lik bir kesim satış düşüşü öngörüyor.
-
Yapay Zekâ Umudu: Katılımcıların %60’ı yapay zekânın tasarımı ve üretimi dönüştüreceğini, %41.3’ü ise sanal prototipleme ile süreçleri hızlandıracağını belirtiyor.
-
İthalat Dengesi Değişiyor: 2024’te küresel ayakkabı ithalatı yalnızca %1.6 arttı. Çin halen en büyük ihracatçı ancak ithalatında %0.7 düşüş yaşandı.
-
Poliüretan Talebi Artacak: Ayakkabı sektöründeki büyüme, PU (poliüretan) talebini tetikliyor. PU, spor ve günlük ayakkabılarda yaygın kullanılıyor. Geri dönüştürülebilir ve biyo bazlı PU çözümlerine yönelik yatırımlar artıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Ofise Dönüş Trendi Ofis Kiralarını Uçurdu: İzmir’de %900 Artış
|
|
Son üç yılda ofis kiraları, enflasyonun üzerinde artış gösterdi. Yüksek enflasyon ve pandemi sonrası ofise dönüş trendi bu artışın ana nedenleri arasında yer aldı. En yüksek kira artışı %900 ile İzmir’de yaşandı. İstanbul Levent %700, Ankara %571 ve Antalya %550’lik artışlarla İzmir’i takip etti.
-
İstanbul’da A sınıfı ofislerin en pahalı bölgeleri Levent (1.100-1.600 TL/m²) ve Maslak (650-1.100 TL/m²) oldu.
-
Ankara’da metrekare fiyatı 105 TL’den 600-700 TL’ye; İzmir’de 70 TL’den 600-700TL’ye yükseldi.
-
Ofis kiralarında enflasyonun üzerinde %461’lik bir artış yaşanırken, ticari gayrimenkul fiyatları toplamda %456 arttı.
-
Ancak son 1 yılda dezenflasyon etkisiyle fiyatlarda reel bazda % 5,2’lik düşüş kaydedildi.
-
İstanbul’da Şişli, Beşiktaş, Sarıyer gibi merkezler yoğun talep görmeye devam ediyor.
-
İstanbul Finans Merkezi ile birlikte Ataşehir ve Ümraniye bölgeleri ticari değer açısından öne çıkıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Küresel Belirsizliğe Kurumsal Yanıt: P&G’den Yapısal Dönüşüm Kararı
|
|
Procter & Gamble (P&G), 7.000 kişiyi işten çıkaracağını ve bazı markalarını elden çıkaracağını açıkladı. Ancak bu adımlar yalnızca bir küçülme değil, daha geniş kapsamlı bir kurumsal dönüşümün parçası.
-
Organizasyonel Yeniden Yapılanma: P&G, daha çevik ve yalın bir yapı hedefliyor. Bu kapsamda roller genişletiliyor, ekipler küçültülüyor, hiyerarşi düzleşiyor. Amaç; daha az çalışanla daha hızlı karar alma süreçleri oluşturmak.
-
Marka Portföyünün Sadeleştirilmesi: Şirket, kârlılığı düşük markalardan ve bazı pazarlardan çıkıyor. “Daha az ama daha güçlü marka” stratejisi ile kaynaklar, yüksek getirili ürünlere yönlendiriliyor. Vidal Sassoon’un Çin pazarından çekilmesi buna örnek.
-
Küresel Ekonomik Belirsizliklere Yanıt: Artan hammadde maliyetleri, enflasyon, tedarik zinciri sorunları ve jeopolitik riskler şirketin bu adımları hızlandırmasında etkili oldu. Ürün formülleri sadeleştiriliyor, fiyatlar güncelleniyor ve tedarik zinciri bölgeselleştiriliyor.
-
Stratejinin Uzun Vadeli Boyutu: Bu dönüşüm, geçici bir kriz tepkisi değil. P&G, sadece bugünü değil, gelecekteki iş yapış biçimini şekillendirecek kalıcı adımlar atıyor. Diğer büyük şirketlerin de benzer stratejileri izlemesi bekleniyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Rekabet Kurumu, Ankara’daki Hazır Beton Üreticilerine Ücret Bilgisi Paylaşımı Nedeniyle Ceza Verdi
|
|
Rekabet Kurumu, Ankara’da faaliyet gösteren bazı hazır beton firmaları hakkında yürüttüğü soruşturma sonucunda, dört firmanın çalışan ücretlerine ilişkin rekabete hassas bilgi değişiminde bulunduğunu tespit etti. Bu davranışın 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesin iihlal ettiği gerekçesiyle, ilgili firmalara toplamda 4 milyon TL’ye yakın idari para cezası uygulandı.
Kurul ayrıca, soruşturma kapsamında değerlendirilen diğer firmalar bakımından ise ihlal tespit edilmediği için ceza uygulanmasına gerek olmadığına karar verdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Deloitte, Çalışan Refahı Programını Güncelledi: LEGO ve Puzzle Desteği Eklendi
|
|
Deloitte, ABD’deki çalışanlarına sunduğu yıllık 1.000 dolarlık refah (well-being) yardımı kapsamında kapsanan ürün ve hizmetleri genişletti. 1 Haziran 2025 itibarıyla yürürlüğe giren yeni uygulamayla birlikte çalışanlar artık Lego setleri, bulmacalar, spa hizmetleri, vantilatörler ve mutfak aletleri gibi ürünleri de bu destekle satın alabilecek.
Program, çalışanların fiziksel ve zihinsel iyilik hallerini desteklemeyi amaçlıyor. Çalışanlar değişikliği memnuniyetle karşıladı.
Deloitte, bu yardımı 2019’dan beri uyguluyor; 2021’de tutar 500 dolardan 1.000 dolara çıkarılmıştı. Yardım, yalnızca maaşlı çalışanlara sunuluyor. Benzer bir uygulama EY firmasında da bulunuyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İspanya’da İşyerinde Gözetim Kameraları: Sınırlar, Kurallar ve Haklar
|
|
İspanya’da işyerlerinde video gözetimi, hem işverenin denetim yetkisi hem de çalışanların mahremiyet hakkı çerçevesinde belirli sınırlar ve kurallarla yürütülmektedir. 3/2018 sayılı Kişisel Verilerin Korunması ve Dijital Hakların Garantisi Organik Kanunu’nun (OLDPGDR) 89. maddesi uyarınca, işverenler çalışanları izlemek için video sistemleri kurabilir; ancak bu uygulama, meşru gerekçelerle sınırlı, orantılı, önceden bilgilendirmeye dayalı ve mahremiyet alanlarına saygılı olmak zorundadır.
Kameralar yalnızca belirli amaçlar için kullanılmalı, örneğin suç önleme, güvenlik sağlama veya iş yükümlülüklerinin kontrolü gibi meşru nedenlere dayandırılmalıdır. İzleme yapılan alanlarda çalışanlara görünür bilgilendirme yapılması, görüntülerin sadece ilgili amaçla kullanılması ve en fazla bir ay süreyle saklanması gerekmektedir. Tuvalet, soyunma odası, yemekhane gibi alanlarda gözetim kesinlikle yasaktır.
Eğer ses kaydı yapılacaksa, bu yalnızca ciddi güvenlik risklerine karşılık, orantılı ve son çare olarak kullanılabilir. Yeni nesil yapay zekâ destekli kamera sistemleri içinse 2024/1689 sayılı AB Yönetmeliği’ne göre ek analiz ve yükümlülükler gerekebilir.
|
|
|
|
|
Hibrit Çalışma İngiltere’de Kalıcı Hale Geliyor: Ancak Herkes İçin Erişilebilir mi?
|
|
İngiltere Ulusal İstatistik Ofisi’nin (ONS) Ocak–Mart 2025 dönemine ait verilerine göre, hibrit çalışma ülkede en yaygın esnek çalışma biçimi haline geldi. Çalışan yetişkinlerin %28’i hem evde hem de işyerinde çalışmayı düzenli olarak birleştiriyor. Bu oran, ONS’nin hibrit çalışma verilerini takip etmeye başladığı tarihten bu yana en yüksek seviye.
Veriler, hibrit çalışmanın yaygınlaşmasına rağmen bu modele erişimin yaş, gelir, eğitim, meslek, engellilik durumu ve yaşanılan bölgeye göre önemli ölçüde farklılaştığını ortaya koyuyor.
-
30-49 yaş grubu, hibrit çalışmaya en çok erişebilen grup olurken; genç çalışanlar ve 50 yaş üstü bireylerde oran daha düşük.
-
Yönetici ve profesyonel pozisyonlarda çalışanların yaklaşık %50’si hibrit çalışırken; temizlik, perakende, el işi gibi sektörlerde bu oran %3-4.
-
Yüksek gelirli ve yüksek eğitim düzeyine sahip bireyler hibrit modele daha kolay ulaşabiliyor.
-
Engelli bireyler arasında hibrit çalışma oranı %24 ile engelli olmayan bireylerin gerisinde.
-
Bölgesel olarak, daha az yoksun bölgelerde yaşayanlar hibrit çalışmaya daha kolay erişebiliyor (%32’ye karşı %24).
Hibrit çalışmanın artık geçici bir pandemi uygulamasından ziyade kalıcı bir iş gücü modeli haline geldiği görülüyor. Ancak bu model hâlâ eşit şekilde erişilebilir değil. Özellikle düşük ücretli, manuel veya sahada çalışanlar için esneklik hâlâ sınırlı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Almanya’da İşveren Değerlendirme Platformunda Yapılan Olumsuz Yorumla İlgili Karar
|
|
Almanya’da bir depolama ve lojistik şirketi, işveren değerlendirme platformu kununu.de üzerinde yayımlanan olumsuz bir yorum nedeniyle platform işletmecisine karşı ihtiyati tedbir talebinde bulundu. Değerlendirmede şirket, “şimdiye kadarki en kötü işveren” olarak nitelendirilmiş; personel sirkülasyonunun yüksek olduğu ve çalışanlara kötü muamele edildiği ileri sürülmüştü. Davacı şirket, söz konusu yorumun artık kapatılan bir lokasyona ait olduğunu ve mevcut imajlarını olumsuz etkilediğini savundu. Ayrıca yazarın anonim olması nedeniyle gerçek bir iş ilişkisi olup olmadığının tespit edilemediğini, bu nedenle yorumun silinmesi gerektiğini iddia etti.
İlk derece mahkemesi (Leipzig Bölge Mahkemesi) şirket lehine karar vererek, yorumun silinmesini istedi. Mahkemeye göre, davalı platform, yazarın eski bir çalışan olup olmadığını ortaya koyamamış, bu nedenle yorumun dayanağının bulunmadığı varsayılmıştı.
Ancak temyiz mahkemesi olan Dresden Yüksek Eyalet Mahkemesi bu kararı bozdu. Mahkemeye göre, platform işletmecisi yükümlülüklerini yerine getirmişti. Şikâyet üzerine yazarla temasa geçilmiş, anonimleştirilmiş iş sözleşmesi gibi kanıtlar sunulmuş ve yorumun eski bir şubeye ait olduğu açıklanmıştı. Mahkeme ayrıca yorumun ifade özgürlüğü kapsamında kaldığına ve yazarın kimliğinin ifşa edilmesinin gerekmediğine hükmetti. Sonuç olarak yorumun kaldırılması talebi reddedildi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
“Değersizlik Salgını”: Modern İşyerinde Görünmez Bir Kriz
|
|
Modern iş yaşamı, giderek derinleşen bir krizle karşı karşıya: Çalışanlar yalnızca tükenmiş değil, aynı zamanda yaptıkları işin anlamlı olup olmadığını sorguluyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, anksiyete ve depresyon nedeniyle yılda yaklaşık 12 milyar iş günü kaybediliyor ve her 4 çalışandan 1’i tükenmişlik belirtileri gösteriyor. Bu verilerin arkasındaki esas problem, bireylerin iş yerinde görülmediğini, değer verilmediğini ve anlamlı bir bütüne ait olmadığını hissetmesi.
Krizin Belirtileri ve Arka Planı Uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte fiziksel bağlantılar zayıflarken, yapay zeka gibi teknolojiler çalışanlarla yöneticiler arasındaki ilişkiyi dönüştürüyor. Aynı zamanda ekonomik belirsizlikler ve küresel krizler, çalışanların çabalarının ne kadar değerli olduğu sorusunu sıkça gündeme getiriyor. Bu bağlamda “önemsizlik salgını”, sadece bir ruh sağlığı sorunu değil, stratejik ve kültürel bir alarm olarak değerlendiriliyor.
Sorunun Temel Nedenleri ve Çözüm Stratejileri Araştırmalar, liderlik davranışları ve kişilik temelli analizlere dayanarak bu krizin üstesinden gelmek için beş temel strateji öneriyor:
-
Liderlikte İnsan Odaklı Yaklaşım: Psikolojik güvenliğin temel olduğu ortamlarda, liderlerin kırılganlık göstermesi, empati kurması ve niyetle dinlemesi güven oluşturuyor. Ancak çoğu çalışan, işverenlerinin refahlarına önem vermediğine inanıyor. Gerçek liderlik, karizmadan çok karakterle ilgili.
-
Değer Odağında İşe Alım: Deneyim kadar bireylerin motivasyonları, değerleri ve amaçları da önemli. İnsanlar, daha büyük bir misyona katkıda bulunduklarını hissettiklerinde işe daha yüksek bağlılıkla yaklaşıyor.
-
Aşırı Bağlılığın Tükenmişliğe Etkisi: En bağlı çalışanlar, aynı zamanda tükenmişliğe en açık olanlar. Mükemmeliyetçilik, aşırı sorumluluk alma gibi eğilimler sürdürülemez hale geldiğinde motivasyon yerini fiziksel ve duygusal yorgunluğa bırakabiliyor. Kurumlar bu riski erken fark edip enerjiyi sürdürülebilir kılmalı.
-
Haftalık Geri Bildirim Kültürü: Yıllık değerlendirmeler yeterli değil. Etkili geri bildirim sıklık kadar, bireye özel ve zamanında yapılmasıyla ilgili. Her çalışan farklı motivasyonlara sahip; bu farklılıkları anlamadan yapılan geri bildirimler etkisiz kalabiliyor.
-
Yetersiz Liderleri Terfi Ettirmemek: Tanınırlık veya kıdem gibi yüzeysel kriterlerle yapılan terfiler, ekip kültürüne zarar verebiliyor. Araştırmalar, 360 derece değerlendirme ve kişilik analizleri gibi araçlarla etkili liderleri belirlemenin daha sağlıklı olduğunu vurguluyor.
|
|
|
YASAL DÜZENLEMELER VE YARGI KARARLARI
|
|
|
|
İşyerinde Hijyen Gerekçesiyle İşten Çıkarma: Bölge Mahkemesinden Dönüş
|
|
Davacı işçi, iş sözleşmesinin haklı veya geçerli bir neden olmaksızın işverence feshedildiğini iddia ederek feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iadesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi davayı reddetmiş, ancak davacının istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede, taraflar arasındaki uyuşmazlığın feshin haklı ya da geçerli nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplandığı tespit edilmiştir.
Davacının, davalı işverenin işyerinde yaklaşık 7 yıl süreyle mezbaha kesim işçisi olarak çalıştığı, iş akdinin hijyen ve gıda güvenliğini bozan davranışlarda bulunduğu iddiasıyla feshedildiği anlaşılmaktadır. Ancak dosya kapsamında, davacının feshe konu eylemi öncesinde benzer bir davranışı nedeniyle hakkında düzenlenmiş herhangi bir tutanak bulunmadığı, söz konusu davranışın iş akdinin feshi yerine daha hafif bir disiplin cezası ile sonuçlandırılabilecek nitelikte olduğu ve feshin orantılı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu gerekçelerle, Bursa BAM 9. Hukuk Dairesi, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunu kabul etmiş, İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak feshin geçersizliğine ve işe iade talebinin kabulüne kesin olarak karar vermiştir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, E. 2022/2432, K. 2022/2587, T. 10.11.2022
|
|
|
İngiliz Mahkemesi: Engelli Çalışana “Tuhaf” Yorumu Taciz Sayıldı
|
|
İngiltere’de, The Venture (Wrexham) Ltd. adlı çocuk oyun yardım kuruluşunda çalışan Nicholas James, işyerinde uğradığı engellilik temelli ayrımcılık, taciz, mağduriyet ve ücret kesintileri nedeniyle işverene karşı açtığı davayı kazandı.
James, otizm spektrum bozukluğu ve anksiyete nedeniyle işyerinde duyusal ihtiyaçlarına uygun makul düzenlemeler talep etti. Ancak işveren bu düzenlemeleri ya tutarsız şekilde uyguladı ya da tamamen ihmal etti. Özellikle bir yönetici tarafından, bir işyeri toplantısında James’e yönelik “Neden geri kalanımız gibi sıradan olamıyorsun, şaka bir yana ben de tuhafımdır” gibi ifadelerin kullanılması, mahkeme tarafından onur kırıcı, engellilikle ilgili taciz içeren ve ayrımcılığa neden olan davranışlar olarak değerlendirildi.
Mahkeme, işverenin hem James’in duyusal ihtiyaçlarına duyarsız kaldığını hem de şikayette bulunmasının ardından onu görevden alarak mağduriyet yarattığını tespit etti. Sonuç olarak, mahkeme James’e toplamda 17.000 £ üzerinde tazminat ödenmesine ve görevine geri dönmesine karar verdi.
|
|
|
GÜNÜN SORUSU VE BİLGİLERİ
|
|
|
|
|
SORU: Proje öğrencisi olarak çalışan aynı zamanda öğrencilikleri devam eden kişilerin 30 günlük zorunlu stajları oluyor. Bizde SGK’ları devam ederken, zorunlu stajlarının kabul olabilmesi için üniversitelerinde sigorta yapması gerekiyormuş. Bu durumda bir sakınca yoktur değil mi?
|
|
CEVAP: Hiçbir sakıncası yoktur, teknik olarak sizde 4/a dediğimiz tüm sigorta kollarına tabi, okulda ise 5. Madde yani kısmen sigortalı olacaktır.
Her iki sigortalılık kolu çakışabilir, hiçbir engel yoktur.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İş Kazası Geçiren Çalışanın Tedavi Masrafları
Hukuki Dayanak: 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
1. Temel Yükümlülük
-
İşveren, iş kazasına uğrayan veya meslek hastalığına tutulan sigortalı çalışanın sağlık hizmetlerini derhal sağlamakla yükümlüdür.
-
İşverenin bu kapsamda yaptığı ve belgelere dayanan sağlık harcamaları SGK tarafından karşılanır.
2. Gecikme veya İhmal Durumu
3. Toplam Gider Sorumluluğu (Rücu Hakkı)
4. Kaçınılmazlık İlkesi
-
SGK’nın işverene rücu edebilmesi için, olayın işveren tarafından kaçınılmaz şekilde meydana gelmediği (yani işverenin kusurlu olduğu) tespit edilmelidir.
-
İşverenin kusuru varsa, tedavi giderlerini karşılama zorunluluğu doğar.
Sonuç
-
İşverenin, iş kazası sonrası doğrudan tüm tedavi giderlerini karşılaması her durumda zorunlu değildir.
-
Ancak işverenin kusuru, ihmali veya yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde, bu giderler işverene SGK tarafından yansıtılır ve zorunlu hale gelir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|