|
|
|
|
Memur ve Emekliye Temmuz Zammı Netleşiyor: Gözler Mayıs Enflasyonunda
|
|
TÜİK’in 3 Haziran 2025’te açıklayacağı Mayıs ayı enflasyon verisi, memur ve emeklilerin Temmuz ayında alacakları zam oranlarının belirlenmesinde kritik bir aşamayı oluşturuyor. Ekonomistlerin beklentisi Mayıs enflasyonunun yaklaşık %2 civarında gerçekleşeceği yönünde. Bu tahmin gerçekleşirse, SGK ve Bağ-Kur emeklilerinin beş aylık enflasyon farkı %15,62’ye ulaşacak. Memur ve memur emeklileri ise toplu sözleşmeye göre yılın ilk yarısında %15, ikinci yarısında %10 zam alacak. Ancak enflasyonun bu oranların üzerinde gerçekleşmesi durumunda, aradaki fark maaşlara ek olarak yansıtılacak. Şu anki hesaplamalara göre memurlar Mayıs sonu itibarıyla %14,53’lük enflasyon farkını hak etmiş durumda. Temmuz zammının kesinleşmesi için Haziran ayı enflasyon verisi de bekleniyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Mayıs Ayında Dış Ticaret Açığı 6,5 Milyar Dolar Oldu
|
|
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, 2025 yılı Mayıs ayına ait dış ticaret verilerini açıkladı. Buna göre, Türkiye’nin ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre % 2,7 artarak 24,8 milyar dolara ulaştı ve tüm zamanların en yüksek Mayıs ayı mal ihracatı gerçekleştirildi. Aynı dönemde ithalat ise %2,1 artışla 31,3 milyar dolar olarak kaydedildi. Böylece Mayıs ayı dış ticaret açığı, %0,1’lik sınırlı bir artışla 6,5 milyar dolar seviyesine çıktı. İhracatın ithalatı karşılama oranı ise %79,3 olarak gerçekleşti.
|
|
|
|
|
Tekstil ve Giyimde Alarm Zilleri: 3 Ayda 35 Binden Fazla Kişi İşsiz Kaldı
|
|
2025’in ilk çeyreğinde tekstil ve hazır giyim sektörlerinde toplam 2.147 firma kapandı, 35.460 kişi işsiz kaldı. Özellikle hazır giyimdeki firma kapanmaları ve çalışan çıkışları dikkat çekerken, işverenlerin sunulan istihdam desteklerine rağmen küçülmeyi tercih etmesi sektördeki krizi gözler önüne serdi.
2022 sonundan bu yana iki sektörde toplam 298 bin 674 kişi işten ayrıldı. SGK verilerine göre tekstil sektöründe çalışan sayısı 484 binden 374 bine, hazır giyimde ise 738 binden 549 bine düştü. Böylece toplam istihdam 1 milyon 222 binden 923 bine gerileyerek, 2019’daki seviyelere döndü.
Tekstil sektörü, konkordato sayısında 276 dosya ile en riskli ikinci sektör, hazır giyim sektörü ise 79 dosya ile yedinci sırada yer aldı. Sektörün ihracatında da kayıplar yaşandı. Hazır giyim ihracatı 2025’in ilk dört ayında %6 azalarak 5,41 milyar dolara, tekstil ihracatı ise %8 düşüşle 3,86 milyar dolara geriledi.
Sektörlerdeki bu daralmanın arkasında artış gösteren üretim maliyetleri, düşük döviz kuru, yüksek faiz oranları ve finansmana erişim zorlukları yer alıyor. Devlet destekleri ise çoğunlukla KOBİ’lerle sınırlı kaldığı için istihdam kayıplarının önüne geçemedi.
Özellikle hazır giyim sektöründe 2025’in ilk üç ayında 1.903 firma kapanırken, 25.123 kişi işsiz kaldı. Tekstil sektöründe ise 244 firma kapanarak 10.337 kişilik istihdam kaybı yaşandı. Sektör temsilcilerine göre, ihracatta toparlanma sağlanamazsa yılın geri kalanında tablo daha da ağırlaşabilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Pilot Krizi Derinleşiyor: Havayolları Personel Açığını Nasıl Yönetiyor?
|
|
Swiss’in ve diğer Avrupa havayolu şirketlerinin uçuş iptallerine yol açan temel neden, sektördeki ciddi pilot yetersizliği. Swiss, bu açığı kapatmak amacıyla bazı kısa vadeli önlemler geliştirdi. Bu kapsamda, gönüllü emeklilik erteleme programı, tatil geri alım planı ve yarı zamanlı çalışan pilotların uçuş saatlerini artırmaya yönelik teşvikler devreye alındı. Ayrıca, pilot sendikası Aeropers ile işbirliği içinde daha esnek vardiya planları hazırlanıyor ve yorgunluk kaynaklı devamsızlıkların önüne geçilmeye çalışılıyor. Tüm bu adımlar, yaklaşık 70 yeni tam zamanlı pilot ihtiyacını karşılamayı hedefliyor.
Pilot açığı yalnızca Swiss’e özgü değil; Avrupa genelinde birçok havayolu şirketi benzer sorunlarla karşı karşıya. KLM, Air France, British Airways ve EasyJet gibi firmalar ya uçuş programlarını azaltıyor ya da agresif işe alım kampanyaları yürütüyor. Özellikle British Airways, yılda 60 kişiye kadar pilot adayının eğitim masraflarını 100 bin Euro’ya kadar karşılamayı teklif ederek bu yarışta öne çıkmaya çalışıyor. Bu gelişmeler, pandemi sonrası hızlanan emeklilikler, pilot eğitiminin kesintiye uğraması ve artan yarı zamanlı çalışma eğilimleriyle birleşince, sektörde insan kaynağı krizine neden oluyor.
Bu tablo, havayolu çalışanlarının iş yükü, vardiya esnekliği ve iş-yaşam dengesi gibi konularda yeniden yapılandırma ihtiyacını da gündeme getiriyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yapay Zekâda Yeni Dönem: Deneme Bitti, Operasyon Başladı
|
|
NTT DATA’nın 34 ülkeden 2.300 üst düzey yöneticinin katılımıyla gerçekleştirdiği Küresel Üretken Yapay Zekâ Raporu’na göre, üretken yapay zekâ artık şirketler için “deneysel bir araç” değil, “operasyonel bir kaldıraç” olarak görülüyor. CEO’ların %97’si bu teknolojiden maddi etki beklerken, %99’u yatırımları artırmayı planlıyor. Katılımcıların %83’ü yol haritalarının net olduğunu belirtirken, %95’i yapay zekânın yaratıcılık ve inovasyonda yeni bir seviyeye geçiş sağladığını düşünüyor. Ancak, eski altyapılar, veri kalitesi eksiklikleri ve siber güvenlik riskleri, entegrasyon sürecinde önemli engeller olarak öne çıkıyor. Her 10 yöneticiden 9’u artık deneysel projelerden uzaklaşıp, doğrudan iş performansını artıracak uygulamalara odaklandıklarını ifade ediyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Görev Maskeleme Yaygınlaşıyor: Çalışanlar Görünür, Ancak Etkisiz mi?
|
|
İngiltere merkezli şirketlerde, ofise dönüş baskılarının artmasıyla birlikte çalışanlar arasında “görev maskeleme” (task masking) eğilimi gözlemlenmeye başladı. Görev maskeleme; çalışanların, görünürde meşgul görünüp aslında anlamlı bir çıktı üretmeden iş yapıyor gibi davranmalarını ifade ediyor. Bu davranış, özellikle genç kuşaklar arasında yaygınlaşıyor ve giderek artan kontrol mekanizmalarına bir tepki olarak değerlendiriliyor.
HSBC gibi büyük kuruluşlar, çalışanlarını ofise dönmeye zorlarken, performans değerlendirmelerinde fiziksel mevcudiyeti merkeze alan yaklaşımlar öne çıkıyor. Ancak uzmanlara göre bu, üretkenliği artırmak yerine güven eksikliğine, anlamsız toplantılara ve verimliliğin yüzeysel göstergelerle ölçülmesine neden oluyor.
Uzman Andrew Wood, sorunun Z kuşağı kaynaklı değil, yönetimsel bir güven ve netlik eksikliği olduğunu vurguluyor. Çalışanların neyin “iyi performans” olarak kabul edildiğini bilmediği ortamlarda, görünürlük için çalışmak norm haline geliyor. Bu duruma çözüm olarak ise İK liderlerine şu üç strateji öneriliyor: çıktıya dayalı performans yönetimi, gereksiz toplantıların azaltılması ve ofise dönüşün amacı konusunda şeffaf iletişim.
Sonuç olarak görev maskeleme, direnç değil bir tür tepkidir. Bu sorunun çözümü ise kültürel bir dönüşüm ve yönetsel zihniyet değişimiyle mümkün olabilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yarı Zamanlı Emeklilik Gündemde: Belçika’da Geçiş Süreci Başladı
|
|
Belçika’da uzun yıllardır uygulanan erken emeklilik sistemi (RCC – Régime de chômage avec complément d’entreprise), yaşlı çalışanların işten ayrıldıktan sonra belli koşullarda işsizlik ödeneğiyle birlikte ek gelir almalarını sağlıyordu. Ancak hükümet, iş gücü piyasasında yaşlanma, sürdürülebilirlik ve mali yük gibi gerekçelerle bu sistemi kademeli olarak sona erdirme kararı aldı. 2025 Haziran ayı sonuna kadar belirli toplu iş sözleşmeleri kapsamında sistemin geçerliliği korunurken, bu tarihten sonra yalnızca tıbbi gerekçeye dayanan erken emeklilik başvuruları kabul edilecek.
Bu gelişmeler ışığında, Belçika hükümeti yeni bir istihdam politikası olarak yarı zamanlı emeklilik seçeneğini gündeme taşıyor. Bu modele göre, belirli yaşa gelen çalışanlar yarı zamanlı çalışmaya devam ederken aynı zamanda kısmi emekli maaşı alabilecekler. Hedef, işçilerin tamamen iş gücünden kopmadan daha sürdürülebilir bir kariyer sonu planlaması yapılabilmesi.
Ancak sendikalar ve akademisyenler, bu sistemin özellikle düşük gelirli, parçalı istihdam geçmişi olan ya da kadın çalışanlar açısından erişilebilirliğinin kısıtlı olabileceği uyarısında bulunuyor. Ayrıca yeni modelin çalışma hayatının zorluklarını gerçekten hafifletip hafifletmeyeceği hâlâ tartışmalı.
|
|
|
|
|
Sanal Deneyim İkinci Tercih mi, Yoksa Geleceğin Normu mu?
|
|
İngiltere’de öğrencilerin yalnızca %36’sı okuldan mezun olmadan önce yüz yüze iş deneyimi kazanabiliyor. Ancak bu oran, hem bölgesel hem de sosyoekonomik eşitsizlikler nedeniyle büyük farklılık gösteriyor. Giderek daha fazla işveren ise gençlerin iş dünyasına hazırlıksız geldiğini vurguluyor. Bu bağlamda, sanal iş deneyimi, sadece eksiklerin telafisi değil, erişimi demokratikleştiren etkili bir çözüm olarak öne çıkıyor.
Eğitim teknolojisi platformu Springpod’un sanal programlarına katılan öğrencilerin %90’ı geleceği konusunda daha net hissettiğini, %59’u kariyere hazır olma duygusunun arttığını ve %45’i güven kazandığını belirtiyor. Şirketin hesaplamalarına göre, bu deneyimler bugüne kadar 98 milyon sterlin değerinde sosyal etki yarattı.
Sanal deneyim, seyahat, ekipman ve esneklik gibi sınırlayıcı faktörleri ortadan kaldırarak dezavantajlı gençlerin ulaşamadığı işveren ve sektörlerle temas kurmalarına olanak sağlıyor. Aynı zamanda işverenlerin işe alım maliyetlerini düşürmesine, yetenek havuzunu genişletmesine ve kapsayıcılığı artırmasına katkı sağlıyor. Deloitte verilerine göre, bu tür programlara yatırım yapan şirketler işe alım maliyetlerinde %40’a kadar tasarruf edebiliyor.
Sonuç olarak, sanal iş deneyimi yüz yüze deneyimin alternatifi değil, onu tamamlayan ve daha geniş kitlelere ulaşmayı mümkün kılan bir araç olarak görülüyor. Gençlerin potansiyelini erken keşfetmeleri ve kendilerine güvenle bir kariyer yolu çizmeleri için sistemin sadece fiziksel değil, dijital olarak da kapsayıcı ve yapılandırılmış olması gerektiği vurgulanıyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sosyal Haklar Sorusuna Eksik Cevap Hayat Sigortası Kaybına Yol Açtı
|
|
ABD’nin Colorado eyaletinde görülen Watson v. EMC Corp. davasında federal mahkeme, bir işverenin, eski çalışanından gelen sosyal yardımlarla ilgili bir soruya eksik bilgi vererek ERISA kapsamındaki mütevelli (fiduciary) yükümlülüğünü ihlal ettiğine hükmetti.
Çalışan, ayrılık sözleşmesi kapsamında maaşı devam ettiği sürece tüm sosyal haklardan yararlanma, ardından yalnızca sağlık yardımlarına erişim hakkına sahipti. Maaşının sona erdiği dönemde, şirkete sosyal yardımlarına çalışan oranında nasıl devam edebileceğini sorduğu bir e-posta gönderdi. Şirket, yalnızca fatura geleceği yönünde yanıt verdi; ancak hayat sigortasının bireysel poliçeye dönüştürülmesi gerektiğine dair bilgi paylaşılmadı. Çalışan kısa süre sonra hayatını kaybetti.
Mahkeme, çalışanın sosyal haklara dair genel bir soru yönelttiğini ve işverenin, hayat sigortasının dönüşüm süreci hakkında bilgilendirme yaparak sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini belirtti. EMC’nin bu konuda eksik davranmasının çalışanı mağdur ettiği sonucuna varıldı. Mahkeme, çalışanın eşi olan davacıya, kaybedilen hayat sigortası teminatı olan 633.000 doların (ödenecek prim düşülerek) tazmini yönünde karar verdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Gallup Araştırma: İşyerinde Yapay Zekâ Kullanımında 3 Temel Strateji
|
|
OpenAI’nin ChatGPT’yi piyasaya sürmesinin ardından, Fortune 500 şirketlerinin %93’ünün yapay zekâyı iş süreçlerine entegre etmeye başladığı tespit edilmiştir. Ancak çalışanların yalnızca %33’ü kurumlarının bu tür bir yapay zekâ uygulamasına geçtiğini belirtmektedir. Bu oran beyaz yakalı çalışanlarda %44 iken, mavi yakalı sektörlerde oldukça düşüktür. Bu veriler, liderlerin yapay zekâyı kurumsal bir öncelik haline getirmesine rağmen, bu değişimin çalışanlara yeterince iletilmediğini göstermektedir.
Kullanım Düzeyleri ve Farklılıklar
- Yapay zekâyı düzenli olarak kullanan çalışan oranı düşüktür. Çalışanların yaklaşık %70’i yapay zekâyı hiç kullanmadığını belirtirken, sadece %10’u haftalık olarak kullandığını ifade etmektedir. Kullanım oranı 2023’ten 2024’e anlamlı şekilde artmamıştır.
- Beyaz yakalı çalışanların yapay zekâyı kullanma oranı daha yüksektir (%15 haftalık kullanım), buna karşın üretim/ön saflardaki çalışanların %81’i hiç kullanmadığını söylemektedir.
Kullanım Alanları ve Algılanan Fayda
Yapay zekâ kullanan çalışanlar arasında en yaygın kullanım alanları:
- Fikir üretme (%41)
- Bilgi ve veri birleştirme (%39)
- Temel görevlerin otomasyonu (%39)
Lider pozisyonundakiler, bilgi birleştirme (%46) ve görev otomasyonu (%45) alanlarında daha yoğun yapay zekâ kullanmaktadır.
Yapay zekâ kullanan çalışanların %45’i, bu teknolojinin üretkenlik ve verimliliği artırdığını belirtmektedir. CHRO’ların %45’i de organizasyon düzeyinde operasyonel verimlilik artışı rapor etmektedir.
Entegrasyona Engel Olan Unsurlar
- Çalışanların yalnızca %6’sı, rollerinde yapay zekâyı kullanırken kendilerini çok rahat hissetmektedir.
- %32’si ise bu konuda ciddi rahatsızlık duyduğunu ifade etmektedir.
- 2023’e kıyasla, kendini “çok hazır” hisseden çalışan oranı 6 puan azalmıştır. Bu düşüş, liderliğin net bir yönlendirme sunmaması nedeniyle çalışanlarda belirsizlik hissinin arttığını göstermektedir.
Yapay Zekânın Benimsenmesini Artırmak İçin Üç Temel Strateji
a. Net Şekilde İletilen Entegrasyon Planı
Çalışanların yalnızca %15’i, kurumlarının yapay zekâya dair açık ve net bir strateji sunduğunu belirtmektedir. Oysa net plan algısı olan çalışanlar, yapay zekâ ile çalışmaya hazır hissetme konusunda 2,9 kat; kullanımda rahat hissetme konusunda ise 4,7 kat daha yüksek olasılığa sahiptir.
b. Açık Kullanım Kılavuzu ve Politika Eksikliği
Katılımcıların %70’i, kurumlarının yapay zekâ kullanımı için bir rehber veya politika sunmadığını belirtmektedir. Bu durum, özellikle güvenlik riskleri yaratmakta ve çalışanların yapay zekâyı iş süreçlerine entegre etmesini engellemektedir.
c. Rol Bazlı Eğitim Eksikliği
Yapay zekâyı yılda en az bir kez kullanan çalışanların neredeyse yarısı, bu konuda hiçbir eğitim almadığını belirtmiştir. Oysa eğitim alan çalışanların üretkenlik ve verimlilik artışı yaşadıklarını belirtme olasılığı, eğitim almayanlara göre %89 daha fazladır.
|
|
|
YASAL DÜZENLEMELER VE YARGI KARARLARI
|
|
|
|
Görev Değişikliği Önerisini Reddeden Çalışan İçin Geçerli Fesih Kararı Verildi
|
|
Somut olayda, davalı işverenliğin yönetim kurulunun yeniden yapılandırma kararı aldığı, karar öncesi ve sonrası organizasyon şemalarına göre, davacının görev yaptığı Uluslararası Pazarlama Direktörlüğü biriminin kaldırıldığı, denk bölümlerin sektör başkanlığı olarak genel müdür yardımcılığına bağlandığı, davacının bölümünün ise her sektör başkanlığı altında uluslararası pazarlama müdürlüğü olarak düzenlendiği, davacıya pazarlama müdürlüğü görevinin teklif edildiği, davacının görevi kabul etmediği anlaşılmaktadır. Davacının görev aldığı birim kapatılmıştır ve davacıya yeni bir görev teklif edilmesine karşın, davacı tarafından teklif kabul edilmemiştir. Görev değişikliği teklifinin geçerli bir nedene dayandığı ve dolayısıyla işverence yapılan feshin geçerli sebebe dayandığının kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi., E. 2015/26405, K. 2015/29346, T. 15.09.2015
|
|
|
COVID Dönemi İşten Çıkarma Davasında Mahkemeden Uzatılmış İhbar Kararı
|
|
Richard Turcotte v. Grenville Management Inc., 2025 ONSC 3087 davasında Ontario Yüksek Mahkemesi, COVID-19 nedeniyle geçici olarak işten çıkarılan 14 yıllık bir çalışanın açtığı haksız fesih davasını inceledi. Davacı, 5 Mart 2021’de geçici işten çıkarma bildirimi almış, 30 Temmuz 2022’ye kadar geri çağrılmamış, bu sürede hastalanmış ve sonrasında işine son verilmişti.
Yargıç Akazaki, davacının işten çıkarma sırasında “geçici işten çıkarmayı kabul ediyorum” anlamına gelen bir onay metni imzalamış görünse de, bu rızanın geçerli sayılmadığına hükmetti. Çünkü işveren, neredeyse 25 ay boyunca geri çağırmayarak, sürecin “geçici” değil fiilen kalıchâle geldiğini gösterdi. Bu kadar uzun süreli sessizlik, başta alınan onayın anlamını ortadan kaldırdı.
Mahkeme ayrıca, COVID dönemine özgü geçici işten çıkarma düzenlemesi olan IDEL Yönetmeliği’nin, çalışanların ortak hukuk (common law) kapsamında sözleşmeye dayalı fesih iddialarını ortadan kaldırmadığını vurguladı. Bu görüş, Kanada’daki önceki yargı kararlarıyla da uyumluydu.
İhbar süresi bakımından, hakim normalde 10 ay yeterli olacağını ifade etti; ancak pandeminin sektörde yarattığı olumsuz koşulları göz önünde bulundurarak ihbar süresini 16 aya çıkardı. Bu, pandemi kaynaklı olarak verilmiş en uzun ihbar sürelerinden biri olarak dikkat çekti.
Davalı işveren, çalışanın başka iş aramadığını öne sürse de, mahkeme çalışanın geri çağrılmayı beklediğine ve sağlık durumu nedeniyle zaten daha sonra çalışamaz hâle geldiğine ikna oldu. Bu nedenle, hafifletme yükümlülüğünü yerine getirmemesi ihbar süresinden bir indirim yapılmasına yol açmadı.
Karar, pandemi döneminde işverenlerin geçici işten çıkarma uygulamalarında yazılı onay ve makul süre sınırı gözetmeden hareket etmeleri durumunda işçilerin ortak hukuk çerçevesinde tazminat talep edebileceklerini gösteriyor.
|
|
|
GÜNÜN SORUSU VE BİLGİLERİ
|
|
|
|
|
SORU: Çalışanlara belli şartlarla taksitli avans ödüyoruz, bir çalışanımıza kalan taksitlerinin kesilmemesine karar verildi. Bunu bordrolaştırmaya gerek var mıdır?
|
|
CEVAP: Avansı tahsil etmediğiniz tarih itibariyle bu artık bir menfaat olacaktır, bu sebeple hakkedilme kavramı da doğduğu için tahsilden vazgeçtiğiniz aya SGK primine tabi olacaktır. Avansı ödediğiniz ayda vergi kesmediyseniz, ayrıca vergilendirilecektir.
Başka bir ifade ile nakit yardım gibi olacak, avans kaydıyla muhasebe hesabı kapatmış olacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Genç İşçi Statüsündeki Çalışanlar İçin Çalışma Koşulları ve Bildirim Süreçleri
- Genç işçi, 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi; çocuk işçi ise 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi ifade eder.
- Eğer sigortaları okul tarafından sağlanmazsa stajyer kapsamında sayılmazlar. SGK girişleri diğer çalışanlar gibi yapılır, görev alacakları pozisyona uygun meslek kodundan bildirim sağlanır.
- Bu kişiler günde 8 haftada 40 saatten fazla çalıştırılamaz.
- Günlük çalışma süresi 24 saatlik zaman diliminde kesintisiz 14 saat dinlenme süresi dikkate alınarak uygulanır.
- Hafta tatili izinleri kesintisiz 40 saatten az olamaz.
- Ara dinlenme süreleri ise;
- 2-4 saat (4 dahil değil) süren işlerde en az 30 dakika,
- 4-7,5 saat süren işlerde çalışma süresinin ortasında en az 1 saattir.
- Ücretleri en az asgari ücret üzerinden çalıştıkları süre ile orantılı olarak ödenecektir.
- Çalışmaya başlamadan önce velilerinden yazılı onay gerekir.
- Bu kişilerin sözleşmeleri kendileri ile değil velileri ile yapılmalıdır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|