|
|
|
|
Ücretli Çalışan İstatistikleri – Mart 2025*
|
|
TÜİK’in 15.05.2025 tarihli verilerine göre, ücretli çalışan sayısı yıllık %0,6 arttı. Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %0,6 arttı. Ücretli çalışan sayısı bir önceki yılın aynı ayında 15 milyon 224 bin 973 kişi iken, 2025 yılı Mart ayında 15 milyon 320 bin 987 kişi oldu. Ücretli çalışan sayısı yıllık olarak sanayi sektöründe %2,6 azaldı, inşaat sektöründe aynı kaldı ve ticaret-hizmet sektöründe %2,7 arttı.
Ücretli çalışan sayısı aylık %0,2 azaldı. Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı 2025 Mart ayında bir önceki aya göre %0,2 azaldı. Ücretli çalışanlar aylık olarak sanayi sektöründe %0,7 azaldı, inşaat sektöründe %0,7 azaldı ve ticaret-hizmet sektöründe %0,1 arttı.
|
|
|
|
|
Hizmet Üretim Endeksi – Mart 2025
|
|
TÜİK’in 15.05.2025 tarihli verilerine göre, hizmet üretim endeksi Mart 2025’te, geçen yılın aynı ayına göre %0,4 arttı.
Alt sektörlerdeki yıllık değişimler:
- Ulaştırma ve depolama: %-1,3
- Konaklama ve yiyecek: %-2,5
- Bilgi ve iletişim: %6,3
- Gayrimenkul hizmetleri: %-3,3
- Mesleki, bilimsel ve teknik hizmetler: %3,7
- İdari ve destek hizmetleri: %2,8
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İnşaat Üretim Endeksi – Mart 2025
|
|
TÜİK’in 15.05.2025 tarihli verilerine göre, inşaat üretimi yıllık %10,5 arttı.
İnşaatın alt sektörleri incelendiğinde, 2025 yılı Mart ayında bina inşaatı sektörü endeksi bir önceki yılın aynı ayına göre %12,9 arttı, bina dışı yapıların inşaatı sektörü endeksi %5,8 arttı ve özel inşaat faaliyetleri sektörü endeksi %6,0 arttı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Özel Sektörde Anahtar Teslimi Sözleşmelerde Ücret Sorumluluğu: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Kararı
|
|
15.05.2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2024/14510 Esas numaralı, 2025/46 Karar numaralı Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin kararına göre, “Davacı işçi, farklı şirketler bünyesinde bekçi olarak çalıştıktan sonra işten çıkarıldı. Ücret alacağı, fazla çalışma ücreti ve ihbar tazminatı talepli dava açtı. İlk derece mahkemesi, işverenler arasında anahtar teslim sözleşme olduğunu kabul etti ve 36. maddeye dayanarak özel sektör şirketinin (ana işverenin) üç aylık ücretten sorumlu olduğuna hükmetti.
Yargıtay Değerlendirmesi:
- İş Kanunu madde 36 yalnızca kamu kurumları için geçerlidir.
- Özel sektör işverenleri için 36. madde hükümleri uygulanamaz.
- Davalı özel sektör şirketi bu madde kapsamında ücretten sorumlu tutulamaz.
İlk derece mahkemesi kararı kanun yararına bozuldu. Davalı özel sektör işvereni yönünden dava reddedilmeliydi.
İş Kanunu’nun 36. maddesi, kamu kurumları ve kuruluşları için özel bir yükümlülük getirir. Buna göre, ihale makamı konumundaki kamu idareleri, yüklenici bünyesinde çalışan işçilerin ödenmeyen üç aylık ücretinden sorumludur. Kamu makamı, yapılan kontrol veya işçi başvurusu üzerine, yüklenici hak edişlerinden kesinti yaparak işçilere ücretlerini öder. Ancak bu düzenleme yalnızca kamu kurumları için geçerlidir. Özel sektör işverenleri arasında anahtar teslimiyle kurulan sözleşmelerde İş Kanunu’nun 36. maddesi uygulanmaz; dolayısıyla özel sektör şirketleri, yüklenici işçilerinin ödenmeyen ücretlerinden bu madde uyarınca sorumlu tutulamaz. Buna karşın, özel sektörde asıl işveren-alt işveren ilişkisi mevcutsa, asıl işveren alt işverenin işçilerine karşı müteselsilen sorumlu olur. Bu durumda da herhangi bir üç aylık ücret sınırı bulunmayıp, işçinin tüm ödenmeyen haklarından doğrudan sorumluluk doğar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Engelli Bireyler İçin Vergi Rehberi Yayımlandı
|
|
Engellilik İndirimi Uygulaması
- Çalışma gücü kaybı %40 ve üzeri olanlar için gelir vergisi matrahında indirim uygulanır.
- Sağlık Bakanlığı yetkili hastanelerinden alınmış sağlık kurulu raporu gereklidir.
- Engellilik derecelerine göre 2025 yılı için aylık indirim tutarları:
- 1.Derece: 9.900 TL
- 2.Derece: 5.700 TL
- 3.Derece: 2.400 TL
- Başvuru için dilekçe, sağlık raporu ve kimlik belgeleri sunulmalıdır.
- Engelli Vergi İndirimi Sistemi (EVİS) ile başvurular dijital ortamda yapılabilmektedir.
Gümrük Vergisinde Sağlanan Avantajlar
- Özel tertibatlı araçlar ve engelli kullanımına özel eşyalar gümrük vergisinden muaftır.
- İthal edilen özel tertibatlı araçlarda motor hacmi ve tertibat şartları aranır.
- İthal edilen araçların devri ve satışı belirli kurallara bağlıdır.
Özel Tüketim Vergisinde (ÖTV) Sağlanan Avantajlar
- %90 ve üzeri engelli bireyler için ÖTV istisnası vardır; taşıtta özel tertibat aranmaz.
- %90’ın altındaki engelliler, özel tertibatlı araç alımlarında ÖTV’den muaf tutulur.
- İstisnadan her 10 yılda bir defa yararlanılabilir.
Motorlu Taşıtlar Vergisinde (MTV) Sağlanan Avantajlar
- %90ve üzeri engelli bireylere ait araçlar MTV’den muaftır.
- %90’ınaltındaki engelliler de özel tertibatlı taşıtlarla belirli şartlarda MTV muafiyetinden yararlanabilir.
Katma Değer Vergisinde (KDV) Sağlanan Avantajlar: Özel tertibatlı araçların ve bazı engelli kullanımına özel eşyaların KDV istisnası bulunur.
Emlak Vergisinde Sağlanan Avantajlar: Tek meskeni olan ve kendi oturan engelliler, emlak vergisinden muaf tutulur (sıfır oran).
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kişisel Verilerin Korunması Terimler Sözlüğü Yayımlandı*
|
|
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve ilgili mevzuattaki tanımlar ile ulusal çalışmalar başta olmak üzere; Avrupa Birliği düzenlemeleri ile Avrupa Veri Koruma Kurulu (EDPB), Avrupa Veri Koruma Denetçisi (EDPS), IAPP ve benzeri kuruluşların çalışmaları arasından seçilen yüz kavrama ilişkin tanımın bir araya getirilmesiyle oluşturulan “Kişisel Verilerin Korunması Terimler Sözlüğü” paylaşıldı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sayıştay’dan Giyim Yardımı İçin Zimmet Kararı: 250 Bin Memur Etkilenebilir
|
|
Sayıştay, memurlara ayni olarak verilen giyim yardımı paralarını kamu zararı saydı ve zimmet çıkardı. İlk uygulama Devlet Su İşleri (DSİ) çalışanlarına yapıldı; 687 memura toplam 4,3 milyon TL zimmet çıkarıldı ve faiziyle geri ödeme istendi. Giyim yardımı memurlara ilk kez 2012’de toplu sözleşmeyle başlamıştı ve zamanla tüm kamu kurumlarına yayılmıştı.
Sayıştay’ın kararının diğer kamu kurumlarına da yayılması ve toplamda yaklaşık 250bin memuru olumsuz etkilemesi bekleniyor. Emekli memurlar ve vefat etmiş memurların varisleri de zimmet ve icra sürecinden etkilenebilecek. Yıllık zimmet tutarının kişi başı yaklaşık 20 bin TL olabileceği öngörülüyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
AB, Dijitalleşme ve Platform Çalışanları İçin Yeni Düzenlemeler Getiriyor
|
|
Platform Çalışanları Yönergesi, Aralık 2024’te yürürlüğe girdi ve dijital çalışma koşullarını düzenlemek için önemli bir adım oldu. Yönerge, platform çalışanlarının “gri bölge” olarak tanımlanan belirsiz istihdam statüsünü azaltmayı ve işçi haklarını güçlendirmeyi amaçlıyor.
Algoritmik yönetim konusunda şeffaflık şartı getirildi: Çalışanlar bilgilendirilecek ve otomatik kararlara itiraz edebilecek. İK süreçlerinde kullanılan algoritmaların kalifiye personel tarafından izlenmesi zorunlu olacak.
“Bağlantıyı kesme hakkı” gibi yeni düzenlemelerle iş-yaşam dengesini korumaya yönelik adımlar planlanıyor.
Yönergenin tam etkisi, AB üye devletlerinin nasıl uygulama yapacağına bağlı olarak şekillenecek.
|
|
|
|
|
Birleşik Krallık’ta Hastalık İznindeyken Başka İşte Çalışmak
|
|
Hastayken çalışmak, Birleşik Krallık’ta duruma göre yasal olabilir; ana iş ve ikinci işin niteliği önemlidir.
- Brito-Babapulle ve Ealing Hastanesi davasında, hastayken özel hastalara bakan doktor, ağır suistimal nedeniyle işten çıkarıldı.
- Perry ve Imperial College Healthcare davasında, fiziksel olarak aktif bir işi yapamayan ancak masa başı işini sürdüren çalışanın işten çıkarılması haksız bulundu. Ancak ikinci işini işverenine bildirmediği için tazminatı %30 oranında azaltıldı.
Ana ilkeler:
- İkinci iş, hastalık durumunuzu etkilemiyorsa çalışmak mümkündür.
- İşverene ikinci iş hakkında açık bilgi vermek zorunludur.
- İş sözleşmesinde ek iş yasak veya izne bağlıysa buna uyulmalıdır.
- İşten çıkarma süreçlerinde adil soruşturma ve disiplin prosedürleri izlenmelidir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
ABD’de DEI Yorgunluğu: Değişimin Doğal Bir Aşaması mı?
|
|
Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık (DEI) girişimleri ABD’de son yıllarda stratejik bir öncelik haline geldi, ancak artık DEI yorgunluğu olarak adlandırılan bir direnç ve tükenmişlik süreci gözlemleniyor.
DEI yorgunluğu, eşitlik çabalarına uzun süreli katılımın yarattığı duygusal, psikolojik ve fiziksel yorgunluk olarak tanımlanıyor. Belirtileri arasında eğitimlere direnç, ilgisizlik ve kapsayıcılık girişimlerinden geri çekilme bulunuyor. Harvard Business Review verilerine göre, ABD’de bir Çeşitlilik Direktörünün görev süresi ortalama sadece üç yıl, nedeni ise tükenmişlik ve destek eksikliği.
Yorgunluk nedenleri:
- Gözle görülür ilerleme eksikliği
- DEI’nin temel iş stratejisine tam entegre edilememesi
- Duygusal emeğin belli gruplara yüklenmesi
- Rahatsızlığın normal bir gelişim süreci olarak görülmemesi
- DEI yorgunluğu bir başarısızlık değil, değişimin işareti olarak görülmeli. Zira kültürel dönüşüm genellikle rahatsızlık ve sürtüşme ile birlikte gelir.
- İK’nın DEI yorgunluğuna karşı stratejileri:
- Yorgunluğu açıkça kabul etmek ve konuşmaları normalleştirmek
- DEI vizyonunu ve başarı hikâyelerini sürekli hatırlatmak
- DEI çalışanlarına kaynak ve destek sağlamak
- DEI’yi günlük iş süreçlerine sistematik olarak entegre etmek
- Yöneticileri kapsayıcı liderlik için eğitmek
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Microsoft Çalışma Endeksi Raporu
|
|
Rapor Microsoft ve LinkedIn iş birliğiyle hazırlandı. 31 ülkeden 31.000 profesyonelin görüşleri, LinkedIn Ekonomik Grafik verileri ve Microsoft 365’ten elde edilen veriler analize dahil edildi. Raporun amacı, yapay zekanın iş gücü üzerindeki etkilerini değerlendirmek ve iş dünyasına rehberlik sunmaktır.
Temel Bulgular
- Öncü Firmalar: İnsan ve yapay zeka iş birliğini merkeze alarak operasyonel süreçleri yeniden şekillendiriyor.
- İş Yükü – Kapasite Açığı: Artan ekonomik baskılar nedeniyle iş yükü ile çalışan kapasitesi arasındaki uçurum genişliyor.
- Yapay Zeka Kullanım Zorunluluğu: İşletmelerin yapay zekayı tam potansiyeliyle kullanmaları artık bir ihtiyaç haline geldi.
Öne Çıkan Veriler
- İş liderlerinin %82’si, önümüzdeki 12-18 ay içinde yapay zeka çözümlerini hayata geçirmeyi planlıyor.
- İş liderlerinin %53’ü üretkenliğin artırılması gerektiğini belirtiyor.
- Çalışanların ve yöneticilerin %80’i, mevcut iş yüklerini karşılamak için yeterli zaman ve enerjiye sahip olmadıklarını ifade ediyor.
- E-mail yanıtlamak ve çevrimiçi toplantılar, çalışanların odaklanmasını ve değer yaratmasını engelleyen temel unsurlar arasında gösteriliyor.
Yapay Zeka ile Otomatikleştirilen İş Akışları
- İş liderlerinin %46’sı, müşteri hizmetleri, pazarlama ve ürün geliştirme gibi alanlarda iş akışlarını yapay zeka aracıları (agent) ile tam otomatik hâle getirdiklerini belirtiyor.
- Gelecekte organizasyonlar, geleneksel hiyerarşik yapılar yerine insan ve yapay zeka agent’larından oluşan dinamik yapılara evrilecek.
Eğitim ve Yetkinlik Gelişimi
- Yapay zekanın yaygın kullanımı için işletmelerin eğitim ve yetkinlik geliştirme stratejilerine ağırlık vermesi gerekiyor.
- İş liderlerinin %67’si yapay zeka konusunda bilgi sahibi olduğunu belirtirken, bu oran çalışanlarda yalnızca %40 seviyesinde.
Sonuç ve Öneriler
- Yapay zeka tabanlı bilgiyi stratejik olarak konumlandıran ve insan & yapay zeka ekiplerini güçlendiren firmalar, rekabet avantajı elde edecek.
- İşletmelerin acilen yapay zeka entegrasyonu ve dijital iş gücü dönüşümüne yatırım yapmaları öneriliyor.
|
|
|
YASAL DÜZENLEMELER VE YARGI KARARLARI
|
|
|
|
Yargıtay Kararı: İş Kazasında Kaçınılmazlık Olması Durumunda Kusur Dağılımı
|
|
Olayın kaçınılmazlıktan kaynaklanması hâlinde sorumluluğun işçi ve işveren arasında %50’şer oranında paylaştırılması uygun gibi görünebilirse de, işçinin işverene karşı daha güçsüz oluşu, … – külfet dengesi, işçiyi koruma ve sosyal devlet ilkesi gibi nedenler karşısında işverene daha fazla sorumluluk verilmesi hakkaniyet gereğidir.
Sonuç itibariyle kaçınılmazlığın etkili olduğu durumlarda, hakim tarafından 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi çerçevesinde tazminat belirlenirken hakkaniyet ilkeleri gözetilerek işverenin kendi kusur oranına ek olarak kaçınılmazlık oranının %60’ından da sorumlu olduğunun kabulü adil bir çözüm olacaktır.
Yargıtay 10.Hukuk Dairesi, E. 2022/9707, K. 2024/4902
|
|
|
Macaristan Mahkemesi: Doğum İzninden Dönen İşçinin Asıl İşine Dönüş Hakkı Koruma Altında
|
|
Macaristan’da görülen davada, doğum izninden dönen bir çalışan, işverenin asıl pozisyonuna geri döndürmemesi ve yarı zamanlı çalışma talebini reddetmesi nedeniyle kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret farkı talebinde bulundu.
İşveren, çalışanın işini doğum iznindeyken sürekli bir iş sözleşmesiyle doldurduğunu ve yarı zamanlı çalışmanın mümkün olmadığını savundu.
İlk derece mahkemesi, işverenin çalışanın işe dönüş talebini reddederek yükümlülüklerini ihlal ettiğine ve işçinin doğum sonrası korunması gereken haklarını ihlal ettiğine hükmetti. Çalışanın, izinden döndüğü tarihten itibaren (Nisan 2022) %15 oranındaki maaş artışı dikkate alınarak tazminat alması gerektiğine karar verdi.
Ancak ikinci derece mahkeme, işverenin yükümlülüğünün çalışanın işe dönüş tarihini bildirdiği Ekim 2022’den itibaren başladığına ve %15’lik maaş artışının tazminat hesabına dahil edilmemesi gerektiğine karar verdi.
Sonuç olarak, işverenin, doğum izninden dönen çalışana asıl işini ve yarı zamanlı çalışmayı sunmaması eşit muamele hakkını ihlal etti ve tazminat yükümlülüğü doğurdu.
|
|
|
GÜNÜN SORUSU VE BİLGİLERİ
|
|
|
|
|
SORU: İş Kanunu’na göre, kaza veya hastalık nedeniyle çalışılamayan sürenin, ihbar süresi + 6 haftayı aşan kısmı yıllık izin hesabında dikkate alınmaz. Çalışanların rapor süreleri arasında (rapor bitişi ile yeni rapor başlangıcı arasında) doktorun izinli olması gibi nedenlerle 1-2 günlük işbaşı yapılmayan boşluklar bulunuyor. Bu boşluklar puantajda ücretsiz izin olarak kaydediliyor.
Bu durumda, yıllık izin hesabında yalnızca kesintisiz rapor süreleri mi dikkate alınmalı, yoksa raporlar arasındaki işbaşı yapılmayan boşluklar da devamsızlık süresine eklenmeli midir?
|
|
CEVAP: İhbar süresi +6 hafta kuralını uygularken tek seferde bu kurala uyan raporlara bakmak gerekir. Örneğin çalışan tek seferde 90 günlük rapor aldı ve ihbar süresi 2 hafta olsun. 2+6=8 hafta yani 56 günlük raporlu süre yıllık izinde ve kıdem de dikkate alınırken kalan 34 gün dikkate alınmaz.
Parça parça alınan raporları bu kuralda birleştiremiyoruz, ancak istisnai olarak, arada işbaşı yapmaması, o günlerin hafta tatiline denk gelmesi, işyeri nezdinde ücretsiz izin ya da ücretli izin gibi sayılmamış olması şartıyla, rapor bir bütün olarak değerlendirilir.
Ancak, arada çalışma, ücretli ya da ücretsiz izin gibi, işveren inisiyatifinde süreler varsa o raporlu sürelere ait boşlukları da hem izinde hem de kıdem de hizmet süresine dahil ederiz
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Hangi çalışanlar kısmi süreli çalışmaya ancak işverenin onayıyla geçebilir?
Kısmi süreli çalışma;
- Özel sağlık kuruluşlarında ilgili mevzuat uyarınca mesul müdür, sorumlu hekim, laboratuvar sorumlusu ve sağlık hizmetinden sayılan işlerde tam zamanlı çalışması öngörülenler tarafından yerine getirilen işlerde,
- Nitelikleri dolayısıyla sürekli çalıştıkları için durmaksızın birbiri ardına postalar hâlinde işçi çalıştırılarak yürütülen sanayiden sayılan işlerde,
- Nitelikleri dolayısıyla bir yıldan az süren mevsimlik, kampanya veya taahhüt işlerinde,
- İş süresinin haftanın çalışma günlerine bölünmesi suretiyle yürütülmesine nitelikleri bakımından uygun olmayan işlerde, işverenin uygun bulması hâlinde yapılabilir.
Şartlar nelerdir;
- Ebeveynlerden birinin çalışmaması hâlinde, çalışan eş kısmi süreli çalışma talebinde bulunamaz.
- Ancak, ebeveynlerden birinin çalışma şartı;
- Ebeveynlerden birinin sürekli bakım ve tedavisini gerektiren bir hastalığının olması ve bu hastalığın tam teşekküllü hastane ya da üniversite hastanesinden alınacak doktor raporuyla belgelendirilmesi,
- Velayetin mahkemece eşlerden birine verilmesi hâlinde çocuğun velayetine sahip ebeveynin talepte bulunması,
- Üç yaşını doldurmamış bir çocuğun münferiden evlat edinilmesi, hâllerinde aranmaz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|