|
|
|
 |
Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi, Şubat 2025
|
|
TÜİK’in 20.03.2025 tarihli verilerine göre; Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) yıllık %20,08 arttı, aylık%2,05 arttı.
YD-ÜFE 2025 yılı Şubat ayında bir önceki aya göre %2,05 artış, bir önceki yılın Aralık ayına göre %4,10 artış, bir önceki yılın aynı ayına göre %20,08 artış ve on iki aylık ortalamalara göre %34,95 artış gösterdi.
|
|
|
|
 |
İşgücü İstatistikleri, 2024*
|
|
TÜİK’in 20.03.2025 tarihli verilerine göre; işsizlik oranı %8,7 seviyesinde gerçekleşti.
Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre; 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2024 yılında bir önceki yıla göre 151 bin kişi azalarak 3 milyon 113 bin kişi oldu.
İşsizlik oranı ise 0,7 puan azalarak %8,7 seviyesinde gerçekleşti.
İşsizlik oranı erkeklerde %7,1 iken kadınlarda %11,8 olarak tahmin edildi.
İstihdam edilenlerin sayısı 2024 yılında bir önceki yıla göre 988 bin kişi artarak 32 milyon 620 bin kişi, istihdam oranı ise 1,2 puan artarak %49,5 oldu. Bu oran erkeklerde %66,9 iken kadınlarda %32,5 olarak gerçekleşti.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
Tarımda Yeni Destek Paketi: 25 Milyar Liralık Yatırımla 10 Bin Kişiye İstihdam Sağlanacak
|
|
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı yeni tarımsal destek paketi kapsamında kırsal kalkınmaya yönelik 18,5 milyar liralık destek sağlanacak. Bu destekle yaklaşık 25 milyar liralık yatırım yapılması ve 10 bin kişilik yeni istihdam oluşturulması hedefleniyor. Ayrıca çiftçilere yönelik 1 milyar dolarlık hibe desteği verilecek.
Desteklerin 600 milyon dolarlık kısmı Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Projesine, 250 milyon doları Depremden Etkilenen İllerde Tarım ve Gıda Sektörünün Ayağa Kaldırılması Projesine ayrılacak. Ayrıca kırsal bölgelerde kadın ve genç nüfusu üretime teşvik etmek amacıyla verilen hibe desteklerinin kırsaldan kente göçü azaltması planlanıyor. Bu kapsamda tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve kırsal kalkınmanın güçlendirilmesi hedefleniyor.
|
|
|
|
 |
İşsizlik Oranı 2012’den Sonra En Düşük Seviyede: 2024’te %8,7’ye Geriledi*
|
|
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2024 yılında işsizlik oranının %8,7’ye düştüğünü ve bu seviyenin 2012 sonrası en düşük oran olduğunu açıkladı. Yılmaz, istihdamın 1 milyon kişi artarak 32,6 milyona ulaştığını belirtti. Özellikle kadınlar ve gençlerin iş gücüne katılımındaki artışın sevindirici bir gelişme olduğunu vurguladı.
Yılmaz ayrıca, ekonomik öngörülebilirlik, siyasi istikrar ve uygulanan politikaların yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı artırdığını ifade ederek, fiyat istikrarını sağlamanın temel öncelikleri arasında olduğunu belirtti. Türkiye’nin güçlü ekonomisiyle 2025 yılında da kararlı adımlarla ilerleyeceğini vurgulayan Yılmaz, vatandaşların refahını artırmaya yönelik çalışmaların süreceğini dile getirdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
OECD Raporu: Küresel Borçlanma 2007’nin Üç Katına Çıktı, 100 Trilyon Doları Aştı
|
|
OECD’nin 2025 Küresel Borç Raporu’na göre, 2024 yılında küresel borçlanma 25 trilyon dolara ulaşarak 2007’nin neredeyse üç katına çıktı. Bu artışın temelinde, 2008 mali krizi ve Kovid-19 salgını dönemindeki geniş mali destek paketleri yatıyor.
2024’te devlet ve şirket tahvil borçları küresel çapta 100 trilyon doları aştı. OECD ülkelerinde devlet tahvili ihracı 2023’te 14 trilyon dolarken, 2024’te 16trilyon dolara yükseldi ve bu rakamın 2025’te 17 trilyon dolarla rekor kırması bekleniyor.
Gelişmekte olan ülkelerde borçlanma seviyeleri de hızla arttı; 2007’de 1 trilyon dolar olan tahvil ihracı 2024’te 3 trilyon doların üzerine çıktı. Aynı dönemde bu ülkelerin toplam borç stoku 4trilyon dolardan 12 trilyon dolara yükseldi.
Raporda ayrıca, merkez bankalarının 2024’te borç piyasalarından çekildiği, jeopolitik gerilimler ve ticari belirsizliklerin ise uluslararası portföy akışlarını olumsuz etkileyebileceği uyarısı yapıldı. Borç piyasalarının bu zorlu zeminde sürdürülebilir büyümeyi finanse etmek için daha fazla baskı altında kalacağı vurgulandı.
|
|
|
|
 |
Fransa’da İş Gücü Piyasasında Güvencesiz İstihdamın Yükselişi
|
|
Kamu Politikası Enstitüsü’nün (IPP) 19 Mart Çarşamba günü yayımladığı rapor, 2012-2019 yılları arasındaki iş gücü piyasasına dair önemli bulgular sundu. Rapora göre, Fransa’da işgücü piyasasında sabit süreli istihdamın tekrarlandığı ve bu tür işe alımların büyük çoğunluğunun kısa süreli sözleşmelerle yapıldığı belirtildi.
Raporda, tüm iş başlangıçlarının %66’sının bir aydan kısa süreli sabit süreli sözleşmelerle gerçekleştiği vurgulandı. Yeniden işe alımların %93’ünün bu tür kısa süreli sözleşmelerle yapıldığı tespit edildi.
Bu durum, Fransa işgücü piyasasının belirgin şekilde sözleşme temelli bir ikili yapıya sahip olduğunu ortaya koyuyor. Raporda, bu sistemde bir yanda kalıcı sözleşmelerle istikrarlı ve korumalı işler bulunurken, diğer yanda tekrar tekrar kısa süreli sözleşmelere dayanan güvencesiz istihdamın yaygın olduğu belirtiliyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2017’de göreve geldiğinde kısa süreli sözleşmelerin yaygın kullanımına karşı mücadele etme hedefi raporda yeniden gündeme getirildi.
|
|
|
|
 |
Lizbon’da Düzenlenen Uyum ve Etik Konferansında “Konuşma Kültürü” Vurgusu
|
|
10-13 Mart 2025 tarihlerinde Lizbon’da düzenlenen SCCE 13. Yıllık Avrupa Uyum ve Etik Enstitüsü’nde, uyum profesyonellerinin karşılaştığı zorluklar ve fırsatlar ele alındı. Konferansın öne çıkan konuları arasında “konuşma kültürünün” oluşturulması, jeopolitik belirsizliğin uyum görevlileri üzerindeki etkisi ve farklı yargı bölgelerinde uyum yönetimi yer aldı.
Konferansta, uyum görevlilerinin işinin giderek zorlaştığı vurgulandı. ABD’deki düzenleyici değişikliklerin, özellikle Trump’ın Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası’na (FCPA) yönelik tutumunun, uyum programların akatılımı zorlaştırabileceği belirtildi.
“Konuşma kültürü”oluşturmanın önemi konferans boyunca sıkça vurgulandı. Uyum şikayetlerininsıfır olması durumunun genellikle gizleme kültürüne işaret edebileceği dile getirildi. Misilleme korkusunun çalışanların uyum sorunlarını bildirmelerini engellediği belirtilerek, psikolojik güvenliğin teşvik edilmesi, dürüstlüğün ödüllendirilmesi ve şeffaf bilgi uçurma prosedürlerinin önemine dikkat çekildi.
Konferansta ayrıca, ABD Adalet Bakanlığı’nın uyum programlarını değerlendirirken dikkate aldığı üç temel göstergeye vurgu yapıldı:
- Üst yönetimin katılımı,
- Uyum departmanının özerkliği ve kaynakları,
- Şirketlerin programlarını öğrenilen derslere göre nasıl gözden geçirdiği ve uyarladığı.
Bölgesel kültürel farklılıkların da uyum süreçlerinde dikkate alınması gerektiği ifade edildi. Özellikle APAC bölgesinde hiyerarşi kültürünün daha baskın olduğu ve liderliğin bu bölgelerde uyum kültürü oluşturmada kilit rol oynadığı vurgulandı.
|
|
|
 |
Fransa’da Yapay Zeka Döneminde İş Dünyasında Teknik Becerilerin Evrimi
|
|
Fransa’da yapay zekanın (AI) ve üretken yapay zekanın (AGI) iş dünyasındaki etkisi, ekonomist Joseph Schumpeter’in “yaratıcı yıkım” kavramının modern bir örneği olarak değerlendiriliyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporuna göre, yapay zeka ve dijital dönüşümle birlikte 2030 yılına kadar 170 milyon yeni iş yaratılırken, 92 milyon iş ortadan kalkacak. Net sonuç olarak, önümüzdeki beş yıl içinde 78 milyon iş oluşturulması bekleniyor.
Rapora göre, 2030 yılına kadar en çok talep görecek üç beceri; yapay zeka ve büyük veri, ağlar ve siber güvenlik ve teknoloji okuryazarlığı olacak.
Capgemini İnsan Kaynakları Dönüşüm Danışmanı Stéphanie Bertrand, dijital dünyada davranışsal becerilerin yeni teknik beceriler haline geldiğini ve artık teknik yeterlilikle iç içe geçtiğini belirtiyor. Bu doğrultuda Fransa’daki mühendislik okulları, yapay zeka etikçileri gibi yeni uzmanlık alanlarına yönelik eğitim programları geliştirmeye başladı.
Yapay zekanın dil anlama yeteneği sayesinde artık karmaşık algoritmalara tam hakim olmadan kod yazımı mümkün hale geliyor. Ancak bu, kodlama mesleğinin sona erdiği anlamına gelmiyor; aksine uzmanların AI sistemlerini kontrol etme, denetleme ve kalite kontrolü sağlama gibi yeni becerilere daha fazla odaklanması gerekiyor.
|
|
|
|
 |
2025’te İş Dünyasını Şekillendirecek Trendler: Sürdürülebilirlikten Yapay Zekâya
|
|
Top Employers Institute, 2025 yılında aralarında Türkiye’den 29 şirketin de bulunduğu 125 ülkeden 2.400 organizasyona sertifika vererek 13 milyondan fazla çalışanın hayatına olumlu katkı sağlamıştır. SEE & ME Bölge Yöneticisi Massimo Begelle, bu sertifikanın şirketlerin İK uygulamalarını geliştirerek en iyi yetenekleri kendilerine çekme, çalışan bağlılığını sürdürme ve geliştirme konularında önemli katkı sunduğunu vurgulamaktadır.
2025 Yılında İş Dünyasını Etkileyecek Temel Trendler
a) Sürdürülebilir İş Yerleri Kurma
- Şirketler, yapay zekânın etik kullanımı, nüpfustaki yaşlanma ve doğum oranlarının düşmesi gibi küresel zorluklarla karşı karşıyadır.
- Türkiye’deki Top Employers’ın %28’i sorumlu yapay zekâ konusuna odaklanmış ve bu konuda şimdilik küçük çaplı inisiyatifleri hayata geçirmiştir.
- Z kuşağının kurumsal sorumluluk talebinin arttığı belirtilirken, Türkiye’deki şirketlerin %96’sı şirket amacını İK uygulamalarına entegre etmiş, %76’sı çalışanların bu amaca bağlanması için fırsatlar yaratmıştır.
b) Yeni Bir Aidiyet Anlayışı
- Günümüz çalışanları sık iş değiştirerek aidiyet kavramını daha dinamik bir deneyime dönüştürmektedir.
- Türkiye’deki sertifikalı organizasyonların %70’i, şirketteki çalışanların işten ayrılırken takdir edilip onlara değer verildiğini gösteren uygulamalar gerçekleştirmektedir.
- Ayrıca, işten çıkış uygulamalarını iyileştiren şirketlerin oranı %3 artmıştır.
c) Çalışan Deneyimini Dönüştürme
- 2025’te, geleneksel becerilerini teknolojik yetkinliklerle birleştiren “yeni yakalı” profesyonellerin yükselişe geçmesi beklenmektedir.
- Türkiye’deki Top Employers’ın %90’ı çalışanlarını bağlılık planlarına aktif olarak dahil etmektedir.
- Takım dinamiklerini iyileştirmek amacıyla araştırma verilerinden yararlanan yöneticilerin sayısında %17’lik bir artış görülmüştür.
d) Nörokapsayıcı Tasarım
- Türkiye’deki Top Employers’ın %27’si, nöroçeşitliliğe sahip çalışanları destekleyen projeleri hayata geçirmiş ve bu oran %7 artış göstermiştir.
- Bu projeler, farklı düşünme ve öğrenme biçimleri olan yeteneklerin potansiyelini ortaya çıkarmayı hedeflemektedir.
e) Yapay Zekâ Temelli Liderlik
- 2024’te yapay zekânın yüksek nitelikli roller üzerindeki etkisi artmıştır.
- 2025 yılında ise yapay zekânın kurumsal liderliğe entegre edilmesi beklenmektedir.
- Türkiye’deki Top Employers’ın %67’si yapay zekâyı günlük işlerinde kullanmaya başlamış veya bu kullanımı artırmıştır.
|
|
|
YASAL DÜZENLEMELER VE YARGI KARARLARI
|
|
|
 |
Servis Aracında Kavga Nedeniyle İşten Çıkarma Davasında Yargıtay Kararı
|
|
Davacı, 18.02.2000 – 20.02.2013 tarihleri arasında “makine teknikeri ve hat operatörü” olarak çalıştığını ve iş sözleşmesinin haksız şekilde feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve fazla mesai alacağı talebiyle dava açmıştır.
Davalı işveren ise, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d maddesi gereğince haklı nedenle feshedildiğini savundu. İşverenin iddiasına göre, davacı bir servis aracında çıkan tartışma sırasında şoföre yumrukla saldırmış ve bu nedenle araç kaza tehlikesi atlatmıştır. İşveren bu gerekçeyle iş sözleşmesini feshetmiştir.
Mahkeme, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerini kabul etmiş, ancak fazla mesai alacağı talebini reddetmiştir. Mahkeme, kavganın karşılıklı olduğunu ve davalı işverenin yalnızca davacıyı işten çıkarmasının eşit davranma ilkesine aykırı olduğu kanaatine varmıştır.
Yargıtay, mahkeme kararını bazı gerekçelerle bozmuştur. Özellikle şu hususlara dikkat çekilmiştir:
- Olay sırasında araçta bulunan personellerin yazılı beyanlarında, tartışmayı başlatanın davacı olduğu ve şoföre seyir halindeyken yumrukla vurduğu belirtilmiştir.
- Tanıkların mahkeme aşamasındaki beyanlarında ise fiziksel saldırıya dair detayların eksik olduğu tespit edilmiştir.
Bu nedenle Yargıtay, tanıkların tekrar dinlenmesini ve eğer davacının şoföre fiziksel saldırıda bulunduğu tanık beyanlarıyla doğrulanırsa, işverenin yaptığı feshin haklı fesih olarak değerlendirilip kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yargıtay, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme nedeniyle mahkeme kararını bozmuş, dosyanın yeniden incelenmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, E. 2016/20870, K. 2019/18435, T. 08.10.2019
|
|
|
Stuttgart Mahkemesi’nden GDPR İhlali Kararı: Polis Memuruna 1.500 Euro Para Cezası
|
|
Stuttgart Yüksek Bölge Mahkemesi (OLG),bir polis memurunun kişisel verileri yetkisiz şekilde işlemesi nedeniyle 1.500 Euro para cezasına çarptırılmasına hükmetti. Memur, resmi bir gerekçe olmaksızın bir meslektaşının POLAS adlı polis bilgi sistemindeki verilerine erişmişti.
Mahkeme, bu eylemin GDPR Madde 4 No. 7 kapsamında polis memurunun “veri denetleyicisi” olarak kabul edilmesini gerektirdiğine ve bu eylemin GDPR Madde 4 No. 2 uyarınca “işleme” olarak nitelendirilmesi gerektiğine karar verdi. Mahkeme, veri koruma ihlallerini önlemek ve caydırıcı olmak amacıyla 1.500 Euro para cezasının uygun olduğunu belirtti.
Karar, yalnızca kamu çalışanları için değil, özel sektör işverenleri açısından da önemli sonuçlar taşımaktadır. İşverenlerin çalışanlarına veri koruma düzenlemeleri konusunda düzenli eğitim vermesi ve veri erişimi konusunda açık prosedürler oluşturması gerektiği vurgulandı.
Ayrıca, çalışanların bu tür veri ihlalleri nedeniyle kişisel olarak sorumlu tutulabilecekleri ve ciddi para cezalarıyla karşılaşabilecekleri belirtilerek, veri koruma politikalarına uygun hareket etmenin önemine dikkat çekildi.
|
|
|
GÜNÜN SORUSU VE BİLGİLERİ
|
|
|
|
 |
SORU: Engelli bir çalışanımızın kırılan protezini ödemek istiyor şirketimiz. Kişiye direkt para olarak vermemiz durumda ya da protezin ücretini hastaneye şirketin ödemesi durumunda bordroda farklı şekilde yansıtılmalı diye düşünüyoruz, sizden de görüş almak istedik bu konuda.
- Direkt para olarak kişiye ödememiz durumunda nakdi yardım gibi düşünerek SGK, GV ve DV ile brütleştirmeliyiz ?
- Ücretini hastaneye ödememiz durumunda ayni yardım gibi düşünerek GV ve DV ile brütleştirmeliyiz?
|
|
CEVAP:
- Eğer bu ödemeyi direkt nakdi olarak çalışana yapacak olursanız yapılan ödeme SGK+GV+DV ile brütleşerek bordroya girecektir.
- Eğer ödeme direkt hastaneye yapılırsa ayni yardım niteliğinde olur ve SGK’ya tabi olmaz, GV+DV ile brütleşerek bordroya girer.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
 |
Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinde Gelirlerden Yapılabilecek İndirimler
2024 takvim yılına ait yıllık gelir vergisi beyannameleri, 31 Mart’ın Resmi tatile denk gelmesi nedeniyle 1 Mart – 2 Nisan 2025 tarihleri arasında verilecektir.
Gelir vergisi beyannamesinde, vergi matrahının hesaplanması sırasında beyan edilen gelirlerden aşağıda belirtilen indirimler yapılabilir:
- ️Hayat/şahıs sigorta primleri,
- ️Eğitim ve sağlık harcamaları,
- ️Engellilik indirimi (Bu indirimden bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan hizmet erbabı da yararlanır.),
- ️Beyan edilecek gelirden sınırlı olarak indirilebilecek bağış ve yardımlar ile tamamı indirilebilecek bağış ve yardımlar,
- ️Sponsorluk harcamaları,
- ️Cumhurbaşkanınca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdi bağışlar,
- ️İktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımlar,
- ️Bireysel katılım yatırımcısı indirimi,
- ️Diğer kanunlara göre tamamı indirilecek bağış ve yardımlar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|